وَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ قَالُوا هَٰذَا سِحْرٌ وَإِنَّا بِهِ كَافِرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve lemmâ câe humul hakku kâlû hâzâ sihrun ve innâ bihî kâfirûn(kâfirûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Fakat kendilerine Hak gelince, “Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkâr ediyoruz” dediler. |
|
DİYANET VAKFI |
Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler. |
|
ELMALILI SADE |
Yaşattım da kendilerine hak gelince: «Bu bir sihirdir, biz buna inanmayız.» dediler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Vaktâ ki, kendilerine hak geldi. Dediler ki: «Bu, bir sihirdir ve şüphe yok ki, biz bunu inkâr edicileriz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Fakat kendilerine hak gelince: «Bu büyüdür biz onu tanımayız.» dediler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve onlara gerçek gelince de bu dediler, büyü ve biz şüphe yok ki inkâr etmedeyiz onu. |
|
İBN-İ KESİR |
Hak kendilerine geldiğinde ise: Bu bir büyüdür. Doğrusu biz, onu inkar ediyoruz, dediler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: «Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kâfir olanlarız.» |
|
BEKİR SADAK |
Gercek kendilerine geldigi zaman: «Bu bir buyudur. Dogrusu biz onu inkar ediyoruz» dediler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Hakk onlara geldiği zaman, «bu bir sihirdir ve biz elbette onu inkâr edenlerizdir,» dediler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Fakat) kendilerine o hak gelince onlar «Bu, sihirdir. Biz onu (inkâr ile) küfredicileriz» demişlerdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Fakat onlara hak (kitab ve peygamber) gelince: “- Bu bir sihirdir; biz buna inanmayız.” dediler. |
|
ALİ BULAÇ |
Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız." |
|