لَكُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ كَثِيرَةٌ مِنْهَا تَأْكُلُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Lekum fîhâ fâkihetun kesîretun minhâ te’kulûn(te’kulûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz. |
|
DİYANET VAKFI |
(71-73) Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir. |
|
ELMALILI SADE |
Orada sizin için bir çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sizin için burada birçok meyveler vardır, onlardan yiyeceksinizdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Size orada birçok meyveler de var, onlardan yersiniz. |
|
İBN-İ KESİR |
Orada sizin için meyveler vardır. Ve onlardan yersiniz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Orda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz.» |
|
BEKİR SADAK |
Orada sizin icin bol yemis vardir, onlardan yersiniz. |
|
CELAL YILDIRIM |
Orada sizin için (sayısı belirsiz) çok meyveler vardır ki, onlardan yiyeceksiniz. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Burada sizin için bir çok meyveler vardır. Onlardan yiyeceksiniz. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sizin için orada çok meyvalar vardır; onlardan yiyeceksiniz. |
|
ALİ BULAÇ |
"Orda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz." |
|