لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ |
ARAPÇA LATİN |
Li nec’alehâ lekum tezkireten ve teıyehâ uzunun vâıyeh(vâıyetun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(11-12) Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin. |
|
DİYANET VAKFI |
Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye. |
|
ELMALILI SADE |
Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(11-12) Şüphe yok ki, su taştığı zaman sizi o akan gemiye Biz yükledik. Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık). |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bu, size bir öğüt ve ibret olsun ve belleyip unutmayan kulaklarda kalsın diye. |
|
İBN-İ KESİR |
Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. ´Gerçeği belleyip kavrayabilen´ kullar da onu belleyip kavrasın. |
|
BEKİR SADAK |
(11-12) Su tastigi vakit, size bir ibret olmak uzere, anlayisli kulaklar anlasin diye suzulen gemide, sizi Biz tasimisizdir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(11-12) Doğrusu biz, su iyice kabarıp taştığında size ibret ve öğüt kılmamız için ve anlayabilen kulaklar anlasın diye sizi yüzüp giden gemide taşıdık. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım, onu belleyen kulaklar da bellesin diye. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onu (müminleri kurtarıp da kâfirleri boğmamızı) size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklıyan kulaklar saklasın diye... |
|
ALİ BULAÇ |
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. ´Gerçeği belleyip kavrayabilen´ kullar da onu belleyip-kavrasın.´ |
|