Bakara Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Elif, Lam, Mim Facebook'ta Paylaş
2 İşte bu kitab, onda hiç bir şüphe yoktur, müttekiler için hidayettir. Facebook'ta Paylaş
3 Onlar ki gayba inanırlar. Namazı kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de infak ederler. Facebook'ta Paylaş
4 Onlar ki sana indirilene de, senden önce indirilmiş olanlara da inanırlar. Ve onlar ahireti de yakınen tanırlar. Facebook'ta Paylaş
5 İşte onlar, rablarından bir hidayet üzeredirler ve işte onlar, felaha erenlerdir. Facebook'ta Paylaş
6 Şüphesiz ki o küfretmiş olanları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar. Facebook'ta Paylaş
7 Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir perde vardır ve onlar için büyük bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
8 İnsanlardan öyleleri vardır ki inanmadıkları halde Allah´a ve ahiret gününe inandık, derler. Facebook'ta Paylaş
9 Allah´ı da, iman edenleri de aldatmaya çalışırlar. Oysa kendilerinden başkasını aldatamazlar da, bunun farkında değiller. Facebook'ta Paylaş
10 Kalblerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırdı. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlara elem verici bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
11 Kendilerine: yeryüzünde bozgun çıkarmayın, denildiğinde, biz ancak ıslah edicileriz, derler. Facebook'ta Paylaş
12 Bilesin ki onlar, fesadçıların ta kendileridir de bunun farında değiller. Facebook'ta Paylaş
13 Onlara; insanların inandıkları gibi siz de inanın, denilince; o beyinsizlerin inandığı gibi mi biz de inanacağız? derler. Bilesin ki asıl beyinsizler onlardır da bunu bilmezler. Facebook'ta Paylaş
14 Mü´minlere rastlayınca; inandık, derler. Şeytanları ile başbaşa kalınca da; biz sizinle beraberiz, onlarla sadece istihza etmekteyiz, derler. Facebook'ta Paylaş
15 Allah da onlarla istihza eder ve azgınlıklarında şaşkın bir halde dolaştırır. Facebook'ta Paylaş
16 Onlar; hidayet karşılığı sapıklığı satın almış kimselerdir. Ticaretleri kendilerine kar sağlamamıştır. Ve onlar hidayete ermişlerden değildirler. Facebook'ta Paylaş
17 Onların misali; ateş yakan kimsenin misali gibidir ki, ateş çevresindekileri aydınlatınca, Allah onların ışığını giderdi. Karanlıkların içerisinde görmez halde bırakıverdi. Facebook'ta Paylaş
18 Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. Facebook'ta Paylaş
19 Yahut gökten inen sağnağa tutulmuş gibilerdir ki; onda karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek vardır. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır. Facebook'ta Paylaş
20 Az kalsın şimşek gözlerini alıverecek. Onları aydınlattıkça ışığında yürürler. Üzerlerine karanlık basınca dikilip kalıverirler. Şayet Allah, dileseydi onların işitmelerini de, görmelerini de giderirdi. Muhakkak ki Allah, her şeye Kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
21 Ey insanlar; sizi de, sizden öncekileri de yaratan Rabbınıza ibadet edin, ta ki, takva sahibi olasınız. Facebook'ta Paylaş
22 O ki; yeryüzünü sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirip onunla türlü türlü meyvelerden sizin için rızık çıkardı. O halde bile bile Allah´a eşler koşmayınız. Facebook'ta Paylaş
23 Eğer siz, kulumuza indirdiğimizden şüphede iseniz, haydin ona benzer bir sure getirin. Allah´dan başka şahidlerinizi de çapırın; eğer doğru sözlüler iseniz... Facebook'ta Paylaş
24 Fakat yapamazsınız-ki yapamayacaksınız-o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O kafirler için hazırlanmıştır. Facebook'ta Paylaş
25 İman eden, salih ameller işleyenlere; altından ırmaklar akan cennetlerin kendileri için olduğunu müjdele. Onlara ne zaman bunlardan bir meyve rızık olarak verilirse bu, evvelce rızıklandığımız şeydi, derler. Onlara birbirine benzeyen (böyle nimetler) verilecek. Onlar için orada temiz eşler de vardır. Hem onlar orada temelli kalıcıdırlar. Facebook'ta Paylaş
26 Şüphe yok ki, Allah, bir sivri sineği ve ondan küçük bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman etmiş olanlar bunun Rablarından bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise; Allah bu misali vermekle ne murad etmiş? derler. Allah onunla bir çoğunu sapıtır, bir çoğunu da hidayete erdirir. Bununla fasıklardan başkasını saptırmaz. Facebook'ta Paylaş
27 Allah´ın ahdini pekiştirdikten sonra bozanlar, birleştirilmesini emrettiği şeyi koparanlar, yeryüzünde fesad çıkaranlar, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. Facebook'ta Paylaş
28 Nasıl oluyor da Allah´ı inkar ediyorsunuz? Halbuki siz ölüler iken O diriltti. Sonra sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecek, en sonunda yalnız O´na döndürüleceksiniz. Facebook'ta Paylaş
29 Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyen O´dur. O, her şeyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
30 Hani Rabbın meleklere: Ben, yeryüznde bir halife yaratacağım, demişti de melekler: Biz seni hamd ile tesbih, takdis eder dururken yeryüzünde fesad çıkarıp, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın? demişlerdi. Allah da: Sizin bilmediklerinizi ben bilirim, buyurmuştu. Facebook'ta Paylaş
31 Allah, Adem´e bütün isimleri öğretmiş, sonra onları meleklere göstererek: Eğer sadıklardan iseniz, bunların adlarını bana söyleyin, buyurmuştur. Facebook'ta Paylaş
32 Melekler ise: Sana tesbih ederiz, bize öğrettiğinden başka bilgimiz yok. Alim, Hakim Sensin Sen, demişlerdi. Facebook'ta Paylaş
33 Allah: Ey Adem, onları`adları ile kendilerine bildir, dedi. Adem, adlarını söyleyince; Size demedim mi ki ben, göklerin de, yerin de gizliliklerini muhakkak bilirim. Ve sizlerin neyi açıklayıp neyi gizler olduğunuzu da bilirim, buyurdu. Facebook'ta Paylaş
34 Hani meleklere: Adem´e secde edin demiştik de onlar hemen secde edivermişlerdi. Sadece şeytan kaçınmış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu. Facebook'ta Paylaş
35 Ve demiştik ki: Ey Adem, sen, eşinle birlikte cennette otur. Dilediğiniz O´na döndürüleceksiniz. Facebook'ta Paylaş
36 Nihayet şeytan onları cennetten kaydırdı. Onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de: Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir zamana kadar yerleşim ve faydalanma vardır, dedik. Facebook'ta Paylaş
37 Adem, Rabbından kelimeler belleyip aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz ki Tevvab, Rahim O´dur, O. Facebook'ta Paylaş
38 Dedik ki; hepiniz oradan inin. Eğer, tarafımdan size bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, artık onlar için hiçbir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olacak değillerdir. Facebook'ta Paylaş
39 Küfredenler, ayetlerimizi yalanlamış olanlar, işte onlar cehennemliklerdir. Ve onlar ateşte temelli kalıcıdırlar. Facebook'ta Paylaş
40 Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size olan sözümü yerine getireyim. Ve yalnız Ben´den korkun. Facebook'ta Paylaş
41 Yanınızdaki Tevrat´ı tasdik edici olarak indirdiğime iman edin. Onu inkar edenlerin ilki olmayın. Ayetlerimizi az bir paha ile satmayın. Ve yalnız Ben´den sakının. Facebook'ta Paylaş
42 Hakkı batıla karıştırıp da, bile bile siz gerçeği gizlemeyin. Facebook'ta Paylaş
43 Namazı kılın, zekatı verin, rüku´ edenlerle birlikte rüku edin. Facebook'ta Paylaş
44 Siz; insanlara iyiliği emreder de, kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitabı da okuyorsunuz, hiç aklınızı başınıza almayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
45 Sabır ve namazla (Allah´tan) yardım isteyin. Gerçi bu, ağır gelir ama, huşu duyanlara değil. Facebook'ta Paylaş
46 Onlar ki; Rablarına kavuşacaklarını, O´na döneceklerini kesinlikle bilirler. Facebook'ta Paylaş
47 Ey israiloğulları, size verdiğim nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın. Facebook'ta Paylaş
48 Ve öyle bir günden korkun ki; o günde kimse, kimse için bir şey ödeyemez. Şefaat kabul edilmez. Fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez. Facebook'ta Paylaş
49 Hani, sizi oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakarak en kötü işkenceye tabi tutan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu da sizin için Rabbınız tarafından büyük bir imtihandı. Facebook'ta Paylaş
50 Hani, bir de sizin için denizi yarmış, ve sizi kurtarmıştık. Firavun hanedanını da, siz bakıp dururken suda boğmuştuk. Facebook'ta Paylaş
51 Ve hani, Musa ile kırk geceyi vaidleşmiştik. Yine siz zalimler olarak onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz. Facebook'ta Paylaş
52 Bundan sonra sizi, şükredersiniz diye affetmiştik. Facebook'ta Paylaş
53 Hani, Musa´ya; hidayete eresiniz diye kitab ve furkan vermiştik. Facebook'ta Paylaş
54 Hani, Musa, kavmine: Ey kavmim, buzağıya tapınmakla nefsinize zulmetmiş oldunuz. Hemen yaradanınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün. Bu yaradanınızın katında sizin için daha hayırlıdır, demişti. Allah da tevbenizi kabul etmişti. Muhakkak ki Tevvab, Rahim O´dur, O. Facebook'ta Paylaş
55 Bir de, hani siz: Ey Musa, biz Allah´ı apaşikar görünceye kadar sana inanmayacağız, demiştiniz de, bakıp dururken sizi yıldırım çarpmıştı. Facebook'ta Paylaş
56 Sonra sizi, ölümünüzün arkasından şükredersiniz diye diriltmiştik. Facebook'ta Paylaş
57 Ve üstünüze bulutları gölge yaptık. Kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden yeyin. Onlar bize değil ancak kendi nefislerine zulmekteydiler. Facebook'ta Paylaş
58 Hani; şu kasabaya girin, dilediğiniz yerde istediğinizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek girin, affet deyin, kusurlarınızı örtelim. İyilik Facebook'ta Paylaş
59 Zulmedenler, sözü; kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de fasıklık etmelerinden dolayı o zalimlerin üstüne gökten korkunç bir azab indirdik. Facebook'ta Paylaş
60 Hani, bir vakit Musa, kavmi için su arayınca; asanla taşa vur, demiştik de, taştan oniki çeşme fışkırmış, her zümre su alacağı yeri öğrenmişti. Allah´ın rızkında yeyin, için, yalnız yeryüzünde bozgunculuk yaparak, karışıklık çıkarmayın. Facebook'ta Paylaş
61 Hani; siz, Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe elbette dayanamayız. Rabbına dua et de bizim için yerde yetişen samısak, sebze, acur, mercimek ve soğan bitirsin, demiştiniz, Musa da; siz bayağı olan şeyle hayırlı olanı değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyleyse bir şehre inin, istediğiniz şeyler vardır, demişti. Facebook'ta Paylaş
62 Şüphesiz ki Mü´minler, Yahudiler, Nasrani ve Sabiilerden; kim Allah´a ve ahiret gününe inanıp, salih amelde bulunursa, elbette onların Rabları katında mükafaatları vardır. Hem onlara bir korku yoktur, mahzun da olacak değildirler. Facebook'ta Paylaş
63 Hani sizden sapasağlam söz almıştık. Tur´u da üstünüze kaldırmıştık. Size veridğimize sımsıkı sarılın, onda olanları hatırlayın ki sakınmış olasınız. Facebook'ta Paylaş
64 Sonra o sözü müteakip yine yüz çevirdiniz. Eğer üstünüzde Allah´ın fazlu rahmeti olmasaydı hüsrana uğrayanlardan olurdunuz. Facebook'ta Paylaş
65 Andolsun ki, içinizden cumartesi günü haddi aşanları elbette bilirsiniz. İşte biz onlara: Aşağılık maymunlar olun, dedik. Facebook'ta Paylaş
66 Artık bunu hem önündekilere, hem de ardındakilere ibret verici bir ceza, hem de müttakilere bir öğüt kıldık. Facebook'ta Paylaş
67 Hani, bir de Musa kavmine: Allah, herhalde bir sığır boğazlamanızı emrediyor, demişti. Onlar: Sen bizimle alay mı ediyorsun, demişlerdi. Musa da: Ben cahillerden olmaktan Allah´a sığınırım, demişti. Facebook'ta Paylaş
68 Onlar, Bizim için Rabbına dua et de onu bize iyice bildirsin, demişlerdi. Musa da: Allah, o, ne çok kart, ne de çok körpedir. İkisi ortası dinç bir sığırdır, buyuruyor. Artık emrolunduğunuz şeyi yapın, demişti. Facebook'ta Paylaş
69 Dediler ki: Bizim için Rabbına dua et de onun ne renk olduğunu bize iyice açıklasın. O da: Rabbım diyor ki: O bakanları rahatlatacak sapsarı renkli bir inektir, demişti. Facebook'ta Paylaş
70 Dediler ki: Rabbına dua et, bize açıkça niteliğnin ne olduğunu bildirsin. Çünkü bizce sığırlar birbirine benziyor. Allah dilerse biz elbette hidayete erenlerden oluruz. Facebook'ta Paylaş
71 Dedik ki: Rabbım, o, ne boyunduruğa koşulup arazi sürecek, ne de ekin sulayacak bir inektir, zillete uğramamıştır. Bütün kusurlardan uzaktır. Onun alacası da yoktur, buyuruyor. Onlar: İşte şimdi gerçeği ortaya koydun, dediler. Hemen onu boğazladılar ki az kalsın bunu yapmayacaklardı. Facebook'ta Paylaş
72 Hani, siz bir kişiyi öldürmüştünüz de; sonra o konuda birbirinizle çekişmeye başlamıştınız. Allah ise sizin gizlediğinizi açığa çıkarıcıdır. Facebook'ta Paylaş
73 Sığırın bir parçasını ölüye vurun, demiştik. İşte Allah ölüleri böyle diriltir. Ve sizlere ayetlerini gösterir ki, aklınızı başınıza alasınız. Facebook'ta Paylaş
74 Sonra bunun ardından kalbleriniz yine katılaştı. Şimdi onlar taş gibidir. Yahut daha da katı. Zira öylesi vardır ki; ondan ırmaklar kaynar, öylesi vardır ki; yarılıp ondan su fışkırır, öylesi de vardır ki; Allah korkusundan yuvarlanır. Allah, yaptıklarınızdan asla gafil değildir. Facebook'ta Paylaş
75 Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan öyle bir zümre vardı ki, Allah´ın kelamını dinlerlerdi de akılları yattıktan sonra, bile bile bunu değiştirirlerdi. Facebook'ta Paylaş
76 Mü´minlerle karşılaştıkları zaman, inandık derlerdi, birbirleriyle baş başa kaldıklarında, Rabbınızın katında, aleyhinde delil göstersinler diye mi Allah´ın size açıkladığını onlara anlatıyorsunuz, buna aklınız ermiyormu? diye birbirlerini uyarırlardı. Facebook'ta Paylaş
77 Bilmiyorlarmı ki; ne gizlerler, ne açıklarlarsa Allah hepsini bilir. Facebook'ta Paylaş
78 Onlardan bir kısmı ümmidirler, kitabı anlamazlar. Bir takım batıl şeyleri onlar sadece zanneder dururlar. Facebook'ta Paylaş
79 Vay, kitabı elleriyle yazıp da sonra az bir paha ile satabilmek için; bu, Allah katındandır, diyenlerin, ellerinin yazdıklarından dolayı vay onlara! Vay onlara. O kazanmış oldukları yüzünden. Facebook'ta Paylaş
80 Sayılı günlerden başka asla bize ateş dokunmayacaktır dediler. Deki: Siz Allah katından bir söz mü aldınız? Öyleyse Allah asla sözünden caymaz. Yoksa Allah´a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
81 Hayır, kötülük yapıp da günahı kendisini kuşatan kimseler, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar. Facebook'ta Paylaş
82 İman edip, salih ameller işleyenler; işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada temelli kalıcıdırlar. Facebook'ta Paylaş
83 Hani, İsrailoğullarından; Allah´tan başkasına ibadet etmeyin; anaya, babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzellikle söyleyin, namaz kılın zekat verin diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna yüz çevirdiniz. Ve siz hala yüz çevirenlerdensiniz. Facebook'ta Paylaş
84 Hani; bir de kanınızı dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin diye söz almıştık, sonra bunu ikrar ettiniz ve şahid de oldunuz. Facebook'ta Paylaş
85 Sonra sizler; birbirinizi öldüren, aranızdan bir takımını yurtlarından süren, onlara karşı günah ve düşmanlıkla birleşen, onları (yurtlarından) çıkarmak haram kılınmışken esir olarak geldiklerinde fidyeleşmeye kalkan kimselersiniz. Yoksa kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden böyle yapanın cezası; dünya hayatında rezil olmaktan başka birşey değildir. Kıyamet gününde ise onlar, azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. Facebook'ta Paylaş
86 İşte onlar, ahirete karşı dünya hayatını satın almış olanlardır. Bu yüzden kendilerinden azab kaldırılıp, hafifletilmeyecek, yardım da yapılmayacaktır. Facebook'ta Paylaş
87 Andolsun ki, biz Musa´ya kitab verdik. Ondan sonra da birbiri ardınca peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa´ya da beyyineler verdik. Ve onu ruh´ül-Kudüs ile destekledik. Demek, bir peygamber size ne zaman gönüllerinizin hoşlanmadığı bir şeyi getirirse, kibirlenmek isteyeceksiniz de; kimini yalanlayarak, kimini de öldüreceksiniz öyle mi? Facebook'ta Paylaş
88 Dediler ki; bizim kalblerimiz perdelidir. Öyle değil, Allah küfürlerinden dolayı onları la´netlemiştir. Onların pek azı inanırlar. Facebook'ta Paylaş
89 Ne zaman ki; Allah´ın katından, kendilerinde olanı tasdik eden kitab geldi, onlar bundan önceki küfredenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerken, bildikleri gelince onu inkar ettiler. Allah´ın la´neti kafirlerin üzerinedir. Facebook'ta Paylaş
90 Nefislerini ne kötü şeye değişip sattılar. Allah´ın kullarından dilediğine fazlından indirmesine hased ederek Allah´ın indirdiğini inkar ettiler ve gazab üstüne gazaba uğradılar. Küfredenlere alçaltıcı bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
91 Bir de onlara Allah´ın indirdiğine inanın, denilince; biz, bize indirilene inanırız derler. Ondan başkasını inkar ederler. Halbuki o beraberlerindekini tasdik eden bir kitabdır. De ki: İnanmış kimseler idiyseniz neden daha önce, Allah´ın peygamberlerini öldürüyordunuz? Facebook'ta Paylaş
92 And olsun ki, Musa size apaçık delillerle geldi. Sonra ardından buzağıyı Rabb edindiniz. Ve siz zalimlersiniz. Facebook'ta Paylaş
93 Hani; size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun ve dinleyin, diye Tur´u tepenize dikmiş ve sizden misak almıştık. İşittik ve karşı geldik dediler ve küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. Eğer inananlardansanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor? de. Facebook'ta Paylaş
94 De ki; Allah katında ahiret yurdu başkalarının değil de yalnız sizin ise, bu iddiada samimi iseniz haydin, ölümü isteyin. Facebook'ta Paylaş
95 Önceden ellerinin kazandığından dolayı, onlar hiçbir zaman onu isteyemezler, Allah zalimleri hakkıyla bilir. Facebook'ta Paylaş
96 And olsun ki; onları, insanlardan şirk koşanlardan daha çok hayata düşkün bulacaksın. Onlardan herbiri bin yıl ömür verilmesini ister. Halbuki çok yaşatılması onu azabtan uzaklaştıracak değildir. Allah onların ne yaptığını hakkıyla görendir. Facebook'ta Paylaş
97 De ki; kim Cebrail´e düşmansa (bilsin ki; ) elinin önündekileri tasdik eden, mü´minler için hidayet ve müjde olan senin kalbine Allah´ın izniyle o indirmiştir. Facebook'ta Paylaş
98 Kim Allah´a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail´e ve Mikail´e düşman olursa; şüphesiz ki, Allah´da kafirlerin düşmanıdır. Facebook'ta Paylaş
99 And olsun ki; biz sana apaçık ayetler indirdik. Onları fasıklardan başkası inkar etmez. Facebook'ta Paylaş
100 Onlar, ne zaman bir ahidle bağlandılarsa içlerinden bir güruh onu bozup atmadı mı? Hayır, onların bir çoğu iman etmezler. Facebook'ta Paylaş
101 Onlara, ne zaman Allah tarafından yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiyse, kendilerine kitab verilenlerden bir güruh, sanki bilmiyormuş gibi, Allah´ın kitabını arkalarına atıverdi. Facebook'ta Paylaş
102 Ve onlar şeytanların Süleyman´ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küfrettiler. Onlar, insanlara sihri ve Babil´de ki iki meleğe; Harut ile Marut a indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise: «Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın küfretme. «demedikçe kimseye sihirden bir şey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah´ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun ki, onlar onu satın alan kimse için ahirette hiçbir olmayacağını biliyorlardı. Ne fena birşey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı? Facebook'ta Paylaş
103 Eğer onlar inanmış ve sakınmış olsalardı; Allah katındaki sevab daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi. Facebook'ta Paylaş
104 Ey iman edenler; bizi de dinle, demeyin, bizi de gözet, deyin ve dinleyin. Kafirlere elim bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
105 Ehl-i Kitab´dan kafir olanlar da, müşrikler de Rabbınızdan size hiç bir hayır indirilmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve ihsan sahibidir. Facebook'ta Paylaş
106 Biz, bir ayeti nesheder veya unutturursak ondan daha hayırlısını, yahut da dengini getiririz. Bilmez misin ki, Allah şüphesiz her şeye kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
107 Göklerin ve yerin mülkünün gerçekten Allah´a ait olduğunu ve sizin için Allah´dan başka bir sahib ve yardımcı olmadığını bilmez misiniz? Facebook'ta Paylaş
108 Yoksa daha önce Musa´ya sorulduğu gibi siz de peygamberinizi sorguya çekmek mi istiyorsunuz? Kim imanı küfürle değişirse dosdoğru yoldan sapıtmış olur. Facebook'ta Paylaş
109 Kitab ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi imandan sonra küfre döndürmek isterler. Allah´ın açıklayıcı emri gelene kadar onları affedin, geçin. Şüphesiz ki Allah her şeye kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
110 Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önceden ne yollarsanız, onu Allah katında bulursunuz. Şüphesiz ki Allah, yaptığınızı hakkıyla görendir. Facebook'ta Paylaş
111 Ve dediler ki: Yahudi ve Hristiyan olanlardan başkası cennete girmeyecek. Bu onların kuruntusudur. De ki: Eğer sadıklar dan iseniz delilinizi getirin. Facebook'ta Paylaş
112 Hayır, kim ihsan edici olarak özünü tastamam Allah´a teslim ederse ona Rabbı katında mükafat vardır. Onlara korku yoktur, üzülmeyeceklerdir de. Facebook'ta Paylaş
113 Yahudiler: Hristiyanlar hiç bir şeye sahip değildir, dedi. Hristiyanlar da yahudiler hiç bir şeye sahip değildir, dedi. Halbuki hepsi de kitabı okuyorlar. Bilmeyen kimseler de onların dedikleri gibi dedi. İhtilafa düşer oldukları şeyde kıyamet günü Allah aralarında hükmünü verecektir. Facebook'ta Paylaş
114 Allah´ın mescidlerinde; O´nun isminin anılmasını men´eden, onların harab olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Onların oralara korka korka girmekten başka hakkı yoktur. Dünyada rüsvaylık onlarındır. Ahirette ise onlara büyük bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
115 Doğu da Batı da Allah´ındır. Her nereye dönerseniz vech-i ilahi oradadır. Şüphesiz ki Allah Vasi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
116 Dediler ki: Allah çocuk edindi. Tenzih ederiz O´nu. Doğrusu göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Hepsi de O´na itaat ederler. Facebook'ta Paylaş
117 Göklerin ve yerin yaratanıdır. Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece «ol», der, o da oluverir. Facebook'ta Paylaş
118 Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalbleri birbirine benzemiş. Biz yakınen bilmek isteyen bir kavme ayetlerimizi apaçık bildirdik. Facebook'ta Paylaş
119 Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem ashabından sen mes´ul olacak değilsin. Facebook'ta Paylaş
120 Sen, dinlerine uymadıkça Yahudiler de, Hristiyanlar da, senden asla hoşnud olmazlar. Allah´ın hidayeti asıl hidayetin ta kendisidir, de. Şayet sana gelen ilimden sonra, onların heveslerine uyacak olursan; and olsun ki senin için Allah tarafından ne bir yar bulunur, ne de bir yardımcı. Facebook'ta Paylaş
121 Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler onu hakkıyla tilavet ederler. İşte buna onlar inanırlar. Kim ona küfrederse, hüsrana uğrayanlar da işte onlardır. Facebook'ta Paylaş
122 Ey İsrailoğulları, size ihsan etmiş olduğum nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın. Facebook'ta Paylaş
123 Ve öyle bir günden sakının ki, o gün kimse kimseden yana bir şey ödeyemez, kimseden bedel kabul olunmaz, şefaat fayda vermez ve yardım olunmaz. Facebook'ta Paylaş
124 Hani, İbrahim´i Rabb´ı bir takım kelimelerle imtihan etmişti de o da bunları tamamlayınca, Seni insanlara imam kılacağım, buyurmuştu. O da: Soyumdan da, demişti. Allah da; zalimler ahdime eremez buyurmuştu. Facebook'ta Paylaş
125 Hani; Biz Beyti insanlar için bir toplantı yeri ve emin bri mahal yapmıştık. Siz de İbrahim´in makamından bir namazgah edinin. İbrahim ile İsmail´e de evimi tavaf edenler, orada kalanlar rüku ve secde edenler için temizleyin, diye ahid vermiştik. Facebook'ta Paylaş
126 Hani, İbrahim demişti ki: Rabbım burasını emniyetli bir şehir yap. Ve halkından Allah´a, ahiret gününe iman etmiş olanları mahsullerle rızıklandır Allah da: Kafir olanı kısa bir zaman için geçindiririm. Sonra onu cehennem azabına zorlarım. Bu ne kötü bir sonuçtur, buyurmuştu. Facebook'ta Paylaş
127 Hani, İbrahim, Ka´be ´nin temellerini İsmail ile birlikte yükseltiyordu ve diyordu ki: Rabbımız bizden kabul buyur. Şüphesiz ki, Sensin Sen Semi´, Alim. Facebook'ta Paylaş
128 Rabbımız ikimizi de sana teslim olanlar kıl. Soyumuzdan da sana teslim olanlar yetiştir, bize ibadet edeceğimiz yerleri göster, tevbelerimizi kabul et. Çünkü Sensin Sen, Tevvab, Rahim. Facebook'ta Paylaş
129 Rabbımız, onların arasından, senin ayetlerin onlara okuyacak, kitabı, hikmeti öğretecek ve onları tezkiye edecek bir peygember gönder. Şüphesiz ki Aziz, Hakim Sensin Sen. Facebook'ta Paylaş
130 Kendini bilmezden başka kim İbrahim´in dininden yüz çevirir. And olsun ki dünyada onu seçmiştik. Muhakkak ki o, ahirette de salihlerdendir. Facebook'ta Paylaş
131 Hani, Rabbı ona; teslim ol buyurduğu zaman, o da, alemlerin Rabbına teslim oldum, demişti. Facebook'ta Paylaş
132 İbrahim bunu oğullarına da tavsiye etti. Ya´kub da: Ey oğullarım, Allah sizin için dinini seçti. Onun için siz de yalnız Müslüman olarak can verin, dedi. Facebook'ta Paylaş
133 Yoksa Ya´kub ´a ölüm geldiğinde siz orada mıydınız? Hani o, oğullarına: Benden sonra neye ibadet edeceksiniz? demişti. Onlar da: Senin İlah´ına ve ataların İbrahim´in, İshak´ın İlah´ına tek ilah olarak ibadet edeceğiz. Ve biz O´na teslim olmuşuz, demişlerdi. Facebook'ta Paylaş
134 Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandığınız da sizin. Ve siz, onların yapmış olduklarından sorulmazsınız. Facebook'ta Paylaş
135 Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz, dediler. De ki: Hayır, biz Hanif olan İbrahim´in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi. Facebook'ta Paylaş
136 Biz; Allah´a, bize indirilmiş olana, İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Ya´kub ´a, ve torunlarına indirilmiş olanlara, Musa´ya, İsa´ya verilenlere, peygamberlere Rabbları tarafından verilmiş olanlara iman ettik. Onların hiçbirinin arasını diğerinden ayırmayız. Biz ona teslim olmuşlardanız, deyin. Facebook'ta Paylaş
137 Onlar da, sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Şayet yüz çevirirlerse; şüphesiz ki onlar çekişme içerisindedirle. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O, Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
138 Allah´ın boyası (ile boyandık) . Boyası Allah´tan daha güzel olan kimdir? Biz O´na kulluk edenleriz. Facebook'ta Paylaş
139 Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Halbuki O, bizimde Rabbımız, sizim de Rabbınızdır. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Biz O´na muhlis kullarız, de. Facebook'ta Paylaş
140 Yoksa siz: İbrahim, İsmail, İshak, Ya´kub ve oğulları Yahudi veya Hristiyan idiler mi, diyorsunuz? Siz mi daha iyi biliyorsunuz yoksa Allah mı? Allah tarafından yanında bulunan şehadeti gizleyenden daha zalim kim vardır? Allah sizin yaptıklarınızdan gafil değildir, de. Facebook'ta Paylaş
141 Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Ve siz onların yapmış olduklarından sorulmazsınız. Facebook'ta Paylaş
142 İnsanlardan bir kısım beyinsizler diyeceklerdir ki: Onları üzerinde bulundukları kıblelerinden ne çevirdi? De ki: Doğu da Batı da Allah´ındır. O, dilediği kimseyi doğru yola iletir. Facebook'ta Paylaş
143 Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanların üzerine şahidler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahid olsun. Ve senin üzerinde bulunduğun kıbleyi, peygambere uyanları, ayağının iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayırdetmek için kıble yaptık. Gerçi bu, büyük bir şeydir. Ama Allah´ın doğru yola ilettiği kimseler için değil. Allah, elbette imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz ki Allah, insanlara Rauf ve Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
144 Doğrusu biz, yüzünün semaya doğru çevrilip durduğunu görüyoruz. Şimdi seni hoşnud olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Nerede bulunursanız bulunun, yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphesiz ki, kendilerine kitab verilenler bunun Rablarından gelen bir gerçek olduğunu bilirler. Allah, onların yaptıklarından gafil değildir. Facebook'ta Paylaş
145 Andolsun ki; sen, kendilerine kitab verilmiş olanlara her ayeti getirsen, onlar yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onların kimi de, kiminin kıblesine uyacak değildirler. Andolsun ki; sana gelen bunca ilimden sonra şayet sen onların heveslerine uyacak olursan, o takdirde şüphesiz zalimlerden olursun. Facebook'ta Paylaş
146 Kendilerine kitab verdiklerimiz, onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Öyle iken içlerinden bir güruh bilir oldukları halde, yine de hakkı gizlerler. Facebook'ta Paylaş
147 Hak, Rabbındandır. Öyleyse asla şüphecilerden olma! Facebook'ta Paylaş
148 Herkesin bri yönü vardır oraya döner. Öyleyse siz hayırlı işlerde birbirinizle yarışın! Nerede bulunursanız bulunun, Allah hepinizi birden getirir. Şüphesiz ki Allah her şeye kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
149 Nereden (yola) çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram´a doğru çevir. Şüphesiz bu, Rabbından bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. Facebook'ta Paylaş
150 Nereden (yola) çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram´a doğru çevir. Siz de nerede olursanız, yüzünüzü o yana döndürün, Ta ki, zalim olanlardan başka insanların aleyhinizde bir delili bulunmasın. Artık onlardan korkmayın, Benden korkun ki, hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım, hem de siz hidayeti ümid edebilesiniz. Facebook'ta Paylaş
151 Nitekim size içinizden; ayetlerimizi okuyan, sizi tezkiye eden kitabı ve hikmeti öğreten ve bilmediğiniz şeyleri bildiren bir peygamber gönderdik Facebook'ta Paylaş
152 Öyleyse Beni zikredin ki, Ben de sizi anayım. Bir de Bana şükredin, nankörlük etmeyin. Facebook'ta Paylaş
153 Ey iman edenler, sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir. Facebook'ta Paylaş
154 Allah yolunda öldürülenlere; ölüler, demeyin. Bilakis onlar, diridirler, ama siz farketmezsiniz. Facebook'ta Paylaş
155 Andolsun ki sizi, biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiklikle imtihan edeceğiz, sabredenlere müjdele. Facebook'ta Paylaş
156 Ki onlara bir musibet geldiği zaman; biz Allah içiniz ve yine O´na döneceğiz, derler. Facebook'ta Paylaş
157 İşte onlar için Rabbları tarafından mağfiret ve rahmet vardır. Hidayete erenler de onlardır. Facebook'ta Paylaş
158 Şüphesiz ki Safa ile Merve Allah´ın nişanelerindendir. Artık kim hacc veya umre niyetiyle Ka´be ´yi ziyaret ederse bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gönüllü olarak iyilik yaparsa muhakkak ki Allah; Şakir´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
159 İndirdiğimiz, açık delilleri ve hidayeti, kitabda insanlara açıkça beyan ettikten sonra gizleyenlere; muhakkak ki onlara, Allah la´net eder ve la´net etmek şanından olanlar da la´net eder. Facebook'ta Paylaş
160 Ancak tevbe edenler, islah edenler ve (gerçeği) söyleyenler müstesna. Ben; onların tevbelerini kabul ederim. Ve ben Tevvab, Rahim´im. Facebook'ta Paylaş
161 Muhakkak ki küfredip de, kafir olarak ölenlere Allah´ın, meleklerin ve bütün insanların la´neti işte onların üzerinedir. Facebook'ta Paylaş
162 Onun içinde temelli kalacaklardır. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır. Facebook'ta Paylaş
163 Sizin İlahınız bir tek ilahtır. O´ndan başka hiçbir ilah yoktur. Rahman´dır, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
164 Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde akan gemilerde, Allah´ın gökten indirip, yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgarların değiştirilmesinde, gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutta elbette akleden bir kavim için ayetler vardır. Facebook'ta Paylaş
165 İnsanlardan kimi de Allah´dan başkasını O´na emsal edinir, Allah´ı sever gibi onları severler. İman edenlerin, Allah sevgisi ise, daha fazladır. Zulmedenler azabı görecekleri zaman; bütün kuvvetin Allah´a ait olduğunu ve Allah´ın pek çetin azabı bulunduğunu keşki bilselerdi. Facebook'ta Paylaş
166 Hani o zaman uyulanlar, uyanlardan uzaklaşmış ve azabı görmüş oldular. Aralarındaki bütün bağlar kopmuştur. Facebook'ta Paylaş
167 Uyanlar dediler ki: Bizim için dönüş olsaydı da bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık. Böylece onların bütün yaptıklarını Allah hasretler halinde kendilerine gösterecektir ve onlar ateşten çıkacak değildirler. Facebook'ta Paylaş
168 Ey insanlar; yeryüzünde bulunan helal ve temiz şeylerden yeyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Şüphesiz ki o, sizin için apaçık bir düşmandır. Facebook'ta Paylaş
169 O; size yalnız kötülüğü, hayasızlığı ve Allah´a karşı bilmeyeceğiniz şeyi söylemenizi emreder. Facebook'ta Paylaş
170 Onlara; Allah´ın indirdiğine uyun, denildiği zaman, onlar hayır, biz atalarımızın üzerinde bulunduğumuz şeye uyarız, dediler. Peki, ya ataları bir şey akledemeyen, doğruyu bulamayan kimseler olsa da mı? Facebook'ta Paylaş
171 Küfredenlerin misali; bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayana haykıranınki gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akledemezler. Facebook'ta Paylaş
172 Ey iman edenler; size rızık olarak veridğimiz şeylerin temiz olanlarından yeyin, Allah´a şükredin, eğer O´na kulluk ediyorsanız. Facebook'ta Paylaş
173 O, size; ölüyü, kanı, domuz etini, Allah´tan başkası için kesileni haram kılmıştır. Ancak kim mecbur kalırsa saldırmamak ve sınırı aşmamak şartıyla günah yoktur. Muhakkak ki Allah, Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
174 Allah´ın indirdiği kitabtan birşey gizleyip de, onu az bir pahaya satanlar; işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey yemezler. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz. Onları temize de çıkarmaz. Ve onlar için acıklı bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
175 Onlar, hidayet karşılığında dalaleti, mağfiret karşılığında azabı satın almışlardır. Onlar, ateşe karşı ne de sabırlıdırlar. Facebook'ta Paylaş
176 Bu, Allah´ın kitabı hak olarak indirilmiş olup, o kitabda ihtilafa düşenlerin şüphesiz ki, pek uzak bir şikak içinde olmalarındandır. Facebook'ta Paylaş
177 Yüzlerinizi Doğu ve Batı tarafına çevirmeniz «bir» değildir. Lakin asıl «bir»; Allah´a, ahiret gününe, meleklere, kitablara, peygamberlere iman eden, malını seve seve yakınlarına, yetimlere, miskinlere, yolculara, dilenenlere, kölelere, esirlere veren, namazı kılan, zekatı veren, muahede yaptıklarında ahidlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve şiddetli savaş anında sabredenlerinkidir. İşte sadık olanlar da onlardır ve müttakiler de onlardır. Facebook'ta Paylaş
178 Ey iman edenler; öldürmede size kısas farz kılındı. Hür; hür ile, köle; köle ile, dişi; dişi ile. Ama kim de kardeşi tarafından affedilirse, ma´ruf olan emre ittiba etmeli ve ona güzellikle ödemelidir. Bu, Rabbınız tarafından bir hafifletme ve rahmettir. Kim, bundan sonra da tecavüzde bulunursa; onun için pek acıklı bir azab vardır. Facebook'ta Paylaş
179 Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahibleri. Ta ki, sakınasınız. Facebook'ta Paylaş
180 Sizden birinize ölüm geldiği zaman; eğer bir hayır bırakacaksa; anaya, babaya, yakın akrabaya, ma´ruf şekilde vasiyette bulunması farz kılındı. Bu, takva sahibleri üzerinde bir haktır. Facebook'ta Paylaş
181 Kim de onu işittikten sonra değiştirirse; onun günahı değiştirenlerindir. Şüphe yok ki Allah Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
182 Bununla birlikte, kim vasiyet edenin haksızlığa meylinden, günaha girmesinden korkup aralarını bulursa; ona da bir günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, Gafur´dur. Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
183 Ey iman edenler; sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Ta ki korunasınız. Facebook'ta Paylaş
184 Sayılı günler olarak. Sizden kim hasta veya seferde olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde; gücü yetmeyenlere de bir yoksul doyumu fidye. Bununla beraber kim gönüllü olarak iyilik yaparsa bu; kendisi için Facebook'ta Paylaş
185 Ramazan ayı; öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hak ile batılı ayıran Kur´an, o ayda indirilmiştir. Sizden her kim ayı görürse oruç tutsun. Kim de hasta olur veya seferde bulunursa, diğer günlerde o kadar oruç tutsun. Allah, sizin için kolaylık ister, güçlük istemez. Bu sayıyı tamamlamanız; size hidayet ihsan etmiş olduğundan Allah´ı tekbir ile yüceltmeniz içindir ve umulur ki şükredesiniz. Facebook'ta Paylaş
186 Kullarım, sana Beni sorarsa; şüphesiz ki Ben, çok yakınım. Bana dua edince Ben, o dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da Benim da´vetime icabet etsinler. Bana iman etsinler ki, doğru yola varmış olalar. Facebook'ta Paylaş
187 Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için bir elbisesiniz. Sizin nefislerinize hıyanet eder olduğunuzu Allah bildi de tevbenizi kabul edip, sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah´ın hakkınızda yazdığını isteyin. Sizin için şafağın beyaz ipliği, siyah ipliğinden seçilinceye kadar yeyin, için sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i´tikafta bulunduğunuz zaman, kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu Allah´ın hudududur. Sakın onlara yaklaşmayın. İşte Allah ayetlerini insanlara, korunsunlar diye böyle açıklar. Facebook'ta Paylaş
188 Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin. Ve insanların mallarından bir kısmını, siz bildiğiniz halde günahla yemek için onları hakimlere aktarmayın. Facebook'ta Paylaş
189 Sana yeni doğan aylardan soruyorlar. De ki: Onlar insanların faydası ve hacc için birer vakit ölçüleridir. Evlere arka taraflarından girmeniz «bir» değildir. Ancak «bir»; müttaki olanınkidir. Evlere kapılarından gelin. Allah´dan korkun ki, felaha eresiniz. Facebook'ta Paylaş
190 Size harb açanlarla, Allah yolunda siz de harbedin. Ancak haddi aşmayın. Şüphesiz ki Allah, haddi aşanları sevmez. Facebook'ta Paylaş
191 Ve onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, katilden beterdir. Onlar sizinle savaşmadıkça, siz de Mescid-i Haram´da onlarla savaşmayın. Ancak onlar sizinle savaşırlarsa, siz de onları öldürün. İşte kafirlerin cezası böyledir. Facebook'ta Paylaş
192 Eğer onlar vazgeçerlerse; şüphesiz ki Allah, Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
193 Fitne kalmayıp, din de Allah´ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Vaz geçerlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur. Facebook'ta Paylaş
194 Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, siz de tıpkı onun saldırdığı gibi ona saldırın. Allah´tan korkun. Ve bilin ki Allah şüphesiz takva sahibleriyle beraberdir. Facebook'ta Paylaş
195 Allah yolunda infak edin ve ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İhsan edin, şüphesiz Allah ihsan edenleri sever. Facebook'ta Paylaş
196 Allah için haccı da; ümreyi de tamamlayın. Fakat alıkonulursanız, kurbandan kolayınıza geleni gönderin. Kurban yerine varıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim, hasta olursa veya başında bir eziyet bulunursa; ona oruçtan, sadakadan veya kurbandan fidye. Emin olduğunuz vakitte; kim, hacc zamanına kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban keser. Ama bulamazsa, hacc günlerinde üç; döndüğünüz vakit yedi gün olmak üzere tam on gün oruç tutar. Bu; ailesi Mescid-i Haram´da oturmayanlar içindir. Allah´tan korkun. Ve bilin ki Allah, azabı pek şiddetli olandır. Facebook'ta Paylaş
197 Hacc, bilinen aylardır. Her kim o aylarda kendisine haccı farz ederse; artık haccda kadına yaklaşmak, günah işlemek, tartışma yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. Bir de azık edininiz. Şüphesiz ki, azığın en hayırlısı, takvadır. Ey akıl sahibleri; Ben´den korkun. Facebook'ta Paylaş
198 Rabbınızın lutf-u keremini aramanızda bir günah yoktur. Arafat´tan geri döndüğünüz zaman, Meş´ar-ı Haram´ın yanında Allah´ı zikredin. O, sizi hidayete ulaştırdığı gibi, siz de O´nu zikredin. Nitekim siz bundan önce, sapıklardan idiniz. Facebook'ta Paylaş
199 Sonra insanların döndüğü yerden siz de dönün. Ve Allah´tan mağfiret dileyin. Şüphesiz ki Allah Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
200 Hacc ibadetinizi bitirince; atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah´ı zikredin. İnsanlardan öylesi vardı ki; Ey Rabbımız, bize dünyada ver, der. Onun ahirette nasibi yoktur. Facebook'ta Paylaş
201 Kimi de; Ey Rabbımız, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru, der. Facebook'ta Paylaş
202 İşte onların kazandıklarından nasibleri vardır. Ve Allah hesabı çabuk görendir. Facebook'ta Paylaş
203 Sayılı günlerde Allah´ı zikredin. Kim iki günde acele ederse, ona günah yoktur. Kim de geri kalırsa, ona günah yoktur. Bu; takva sahibi olanlar içindir. Allah´tan korkun ve bilin ki, şüphesiz siz, O´nun huzurunda toplanacaksınız. Facebook'ta Paylaş
204 İnsanlardan öylesi vardır ki; dünya hayatına dair sözü senin hoşuna gider. Ve Allah´ı kalbinde olana şahid tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanıdır. Facebook'ta Paylaş
205 Ve o, yanından ayrılınca yeryüzünde fesad çıkarmaya, harsı ve nesli yok etmeye çalışır. Allah fesadı sevmez. Facebook'ta Paylaş
206 Ona; Allah´tan kork, denilince, gururu kendisini günaha sürükler. İşte ona cehennem yeter. O; ne kötü bir yataktır. Facebook'ta Paylaş
207 İnsanlardan öylesi de vardır ki; kendisini Allah´ın rızasına satar. Ve Allah, kullarına çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
208 Ey iman edenler; hep birden barışa girin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü O, siziniçin apaçık bri düşmandır. Facebook'ta Paylaş
209 Size apaçık deliller geldikten sonra yine kayarsanız; bilin ki Allah, şüphesiz Aziz´dir. Hakim´dir. Facebook'ta Paylaş
210 Onlar; Allah´ın buluttan gölgeler içinde, meleklerle birlikte kendilerine gelivermesini ve işlerini bitirivermesini mi bekliyorlar? Halbuki bütün işler Allah´a döndürülür. Facebook'ta Paylaş
211 Sor İsrailoğulları´na, onlara nice açık ayetler verdik. Kim, kendisine gelen Allah´ın nimetini değiştirirse, şüphesiz Allah´ın cezası pek şiddetlidir. Facebook'ta Paylaş
212 Küfredenlere dünya hayatı pek süslendi. Ve onlar, iman edenlerden kimiyle eğleniyorlar. Halbuki takvaya erenler kıyamet gününde onların üstündedirler. Allah, dilediğine hesabsız rızık verir. Facebook'ta Paylaş
213 İnsanlar bir tek ümmetti. Allah müjdeleyici ve korkutucu peygamberler gönderdi ve onlarla beraber insanların ihtilafa düştükleri şeylerde aralarında hüküm vermeleri için hak kitablar indirdi. Halbuki kitab verilmiş olanlar, kendilerinde açık deliller geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ihtilafa düştüler. İşte Allah; kendi izniyle, iman edenleri, üzerinde ihtilafa düştükleri Hakka ulaştırdı. Allah dilediğini doğru yola ulaştırır. Facebook'ta Paylaş
214 Yoksa siz; sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk, öyle sıkıntı gelmiş ve sarsıntıya uğramışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki mü´minler: Allah´ın yardımı ne zaman? diyordu. Bilesiniz ki, Allah´ın yardımı pek yakındır. Facebook'ta Paylaş
215 Sana, ne infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayırdan her ne infak ederseniz, babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların, yolcuların hakkıdır. Ve her ne hayır işlerseniz, şüphesiz ki Allah, onu bilir. Facebook'ta Paylaş
216 Hoşunuza gitmediği halde, savaşı üzerinize farz kılınmıştır. Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilmesziniz. Facebook'ta Paylaş
217 Sana haram aydan ve onda savaştan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak; büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan alıkoymak ve O´nu inkar etmek, Mescid-i Haram´a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kafirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden dönerde kafir olarak ölürse; onların yaptığı ameller dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar, cehennem ehlidirler. Orada temelli kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
218 Muhakkak ki, iman edenler, hicret edip de Allah yolunda savaşanlar; işte onlar Allah´ın rahmetini umarlar. Allah; Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
219 Sana içkiden ve kumardan soruyorlar. De ki: İkisinde de hem büyük günah, hem de insanlar için faydalar vardır. Günahları ise faydalarından daha büyüktür. Ve sana ne infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçlarınızdan artanı. Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklıyor. Facebook'ta Paylaş
220 Dünya ve ahiret konusunda. Ve sana yetimlerden soruyorlar. De ki: Onlar için islahta bulunmak hayırlıdır. Eğer kendileriyle bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah; bozguncularla islahçı olanları bilir. Eğer Allah dileseydi; sizi muhakkak zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah, Aziz´dir. Hakim´dir. Facebook'ta Paylaş
221 İman edinceye kadar putperest kadınları nikahlamayın. İman eden bir cariye puta tapan bir kadındano hoşunuza gitse dedaha iyidir. İman edinceye kadar onları puta tapan erkeklerle de nikah ettirmeyin. İman eden bir köle, -hoşunuza gitse deputa tapan erkekten daha iyidir. Onlar sizi cehenneme çağırırlar. Allah ise cennete ve mağfirete çağırır ve öğüt alsınlar diye insanlara ayetlerini açıkça bildirir. Facebook'ta Paylaş
222 Sana adet halinden de soruyorlar. De ki: O, bir ezadır. Onun için adet halinde kadınlarınızdan ayrılın. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. İyice temizlendikleri vakit, Allah´ın size emrettiği yerden onlara varın. Şüphesiz ki Allah; hem çok tevbe edenleri sever, hem de çok temizlenenleri sever. Facebook'ta Paylaş
223 Kadınlarınız sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Ve kendiniz için önceden iyi ameller gönderin. Bir de Allah´tan korkun. Ve bilin ki; siz, şüphesiz O´na kavuşacaksınız. İman edenleri müjdele. Facebook'ta Paylaş
224 Yeminlerinizde; Allah´ı iyilik etmenize, fenalıktan sakınmanıza ve insanların arasını bulmaya engel yapmayın. Allah Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
225 Yeminlerinizdeki lağvden dolayı Allah, sizi sorumlu tutmaz. Ancak kalblerinizin kazandığı şeyden dolayı sizi sorumlu tutar. Allah Gafur´dur, Halim´dir. Facebook'ta Paylaş
226 Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay beklemek vardır. Eğer yeminlerinden dönerlerse şüphesiz ki Allah Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
227 Şayet boşanmaya karar verirlerse, muhakkak Allah Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
228 Boşanmış kadınlar; kendi kendilerine, üç adt ve temizlenme müddeti beklerler. Eğer onlar, Allah´a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah´ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Eğer barışmak isterlerse; kocaları onları geri almaya daha layıktırlar. Erkeklerin kadınların üzerinde hakları olduğu, gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Erkekler onların üzerinde bir dereceye sahiptirler. Allah Aziz´dir, Hakim´dir. Facebook'ta Paylaş
229 Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutmak, ya da güzellikle salmaktır. Onlara verdiğinizden birşeyi geri almanız sizlere helal değildir. Meğer erkekle kadın Allah´ın hududunu ikame edemeyeceklerinden korkmuş olalar. Eğer siz de, onların Allah´ın hududunu ikame edemeyeceklerinden korkarsanız, o halde fidye vermelerinde bir vebal yoktur. Bunlar Allah´ın hudududur. Onları aşmyın. Kim Allah´ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerin kendileridir. Facebook'ta Paylaş
230 Şayet erkek eşini bir daha boşarsa; artık ondan sonra kadın, başka bir kocaya nikahlanıp varıncaya kadar ona helal olmaz. Şayet bu koca da onu boşar ve onlar Allah´ın hududunu ikame edeceklerini zannederlerse; tekrar birbirlerine dönmelerinde her ikisi için de bir günah yoktur. Bunlar Allah´ın hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor. Facebook'ta Paylaş
231 Ve kadınları boşadığınız zaman; iddetlerini bitirince artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Sırf zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutuvermeyin. Kim, böyle yaparsa; muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah´ın ayetlerini oyuncak yerine koymayın. Allah´ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın. Allah´tan korkun. Ve bilin ki Allah, şüphesiz her şeyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
232 Kadınları boşadığınız vakit, onlar iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında güzelce anlaştıkları takdirde; kocalarıyla tekrar evlenmelerine mani olmayın. İşte sizden Allah´a ve ahiret gününe inanmış olanlara, bununla öğüt veriliyor. Bu, sizin için daha iyi, daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Facebook'ta Paylaş
233 Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyen içindir. Onların yiyeceği, giyeceği uygun şekilde çocuk kendisinden olana aittir. Kimse gücünün üstünde bir şeyle mükellef olmaz. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçıya düşen de bunun gibidir. Eğer kendi aralarında anlaşıp, danışarak çocuğu memeden kesmek isterlerse; ikisine de bri vebal yoktur. Çocuklarınızı emzirtmek isterseniz, vereceğinizi güzelce teslim etmek şartıyla size yine bir vebal yoktur. Allah´tan korkun ve bilin ki Allah yaptığınız şeyleri görendir. Facebook'ta Paylaş
234 İçinizden ölenlerin geriye bıraktıkları eşler; kendi kendilerine dört ay ve on gün beklerler. Müddetlerini bitirdikleri vakit onların, kendileri için uygun olanı yapmalarından dolayı size bir günah yoktur. Ve Allah, işlediklerinizden haberdardır. Facebook'ta Paylaş
235 Böyle kadınları nikahlamak isteğinizi bildirmenizden veya bir arzuyu gönüllerinizde saklamanızdan dolayı size bir vebal yoktur. Allah bilmiştir k; siz, onları mutlaka hatırlayacaksınız, fakat uygun bir sözle söylememeniz müstesna, onlarla gizlice sözleşmeyin. İddeti nihayet bulmadıkça nikah bağını bağlamaya kalkmayın. Ve bilin ki; şüphesiz Allah, gönüllerinizde olanı bilir. Artık O´ndan sakının. Ve yine bilin ki; şüphesiz Allah, Gafur´dur, Rahim´dir. Facebook'ta Paylaş
236 Temas etmediğiniz veya bir mehir kesmediğniz kadınları boşamışsanız, size vebal yoktur. Şu kadar ki, zengin olan kudretince, darda bulunan da halince ma´ruf bir fayda ile onları faydalandırmalıdır. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur. Facebook'ta Paylaş
237 Bir mehir kestiğniz takdirde temas etmeden önce onları boşarsanız; kestiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer, kendilerini bağışlamış veya nikah düğümü elinde bulunan kimse bağışlamış ola. Bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptığınız şeyleri görendir. Facebook'ta Paylaş
238 Namazlara ve orta namaza devam edin. Ve Allah´ın divanına huşu ile durun. Facebook'ta Paylaş
239 Eğer korkarsanız yaya veya binmiş olarak kılın. Emin olduğunuz vakitte de Allah´ın size bilmediğiniz şeyleri öğrettiği şekilde Allah´ı zikredin. Facebook'ta Paylaş
240 İçinizden vefat edip de eşlerini geride bırakanlar; bir seneye kadar eşlerinin evlerinden çıkarılmayarak geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etmiş olmalıdırlar. Şayet kendileri çıkarlarsa; artık onların ma´ruf şekilde yapacaklarından dolayı size mes´uliyet yoktur. Allah, Aziz´dir, Hakim´dir. Facebook'ta Paylaş
241 Boşanan kadınlar için uygun şekilde geçimlerini sağlamak vardır. Bu, müttakiler için bir vazifedir. Facebook'ta Paylaş
242 İşte Allah, aklınız ersin diye ayetlerini bu şekilde beyan ediyor. Facebook'ta Paylaş
243 Binlerce oldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi? Allh onlara; (ölün) dedi. Sonra da onları diriltti. Şüphesiz ki, Allah insanlara karşı lutuf sahibidir. Ama insanların pek çoğu şükretmezler. Facebook'ta Paylaş
244 Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
245 Kimdir o ki; Allah´a güzel bir borç versin de Allah onu kat kat fazlasıyla ödesin. Allah, hem darlaştırır, hem de bollaştırır. Ve O´na döndürüleceksiniz. Facebook'ta Paylaş
246 Musa´dan sonra İsrailoğullarından bir cemaate bakmadın mı? Hani, onlar peygamberlerine bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savaşalım, dediler. Peygamberleri de: Üzerinize savaş farz edilir de ya savaşmazsanız? dedi. Onlar dediler ki: Biz Allah yolunda neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de oğullarımızdan (ayrıldık) . Fakat onların üzerine savaş farz edildiği vakit, içlerinden pek azı müstesna hep geri döndüler. Allah, zalimleri çok iyi bilendir. Facebook'ta Paylaş
247 Peygamberleri onlara dedi ki: İşte Allah hükümdar olarak size Talut´u gönderdi. Onlar: Biz hükümdarlığa ondan daha layık iken ve ona malca bolluk da verilmemişken nasıl olur da bizim başımıza hükümdar olabilir? dediler. Peygamberleri de dedi ki: Allah onu sizin üstünüzde beğenip seçmiştir. O´na bilgice ve vücutça da bir üstünlük vermiştir. Şüphesiz ki Allah; mülkünü dilediğine verir. Ve Allah, Vasi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
248 Peygamberi onlara dedi ki: Gerçekten onun hükümdarlığının alameti size Tabut´un gelmesidir ki, onda Rabbınızdan bir «Sekine» ve Musa hanedanıyla Harun hanedanının terkettiklerinden bir kalıntı vardır. Melekler onu yüklenecektir. Şayet inananlardan iseniz; elbette bunda, sizin için kesin bir ayet vardır. Facebook'ta Paylaş
249 Talut orduyla birlikte ayrılıp çıktığı vakit dedi ki: Allah, sizi bir ırmakla deneyecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim de ondan tatmazsa şüphesiz ki bendendir. Eliyle bir avuç alanlar başka. Derken onlardan birazı müstesna olmak üzere hepsi de ondan içiverdiler. Talut ve beraberindeki mü´minler ırmağı geçtikleri vakit; bizim bugün Calut ve ordusuna karşı gücümüz yoktur, dediler. Mutlaka Allah´a kavuşacaklarını bilenlerse dediler ki: Nice az topluluk, Allah´ın izniyle pek çok topluluğu yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir. Facebook'ta Paylaş
250 Calut ve askerlerine karşı çıktıkları zaman, dediler ki: Ey Rabbımız, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımıza sebat ver ve bizi kafirler güruhuna karşı muzaffer kıl. Facebook'ta Paylaş
251 Allah´ın izniyle onları hemen hezimete uğrattılar. Davud da Calut´u öldürdü. Allah ona mülk ve hikmet verdi. Dilemekte olduğunu da ona öğretti. Şayet Allah´ın insanları birbiriyle def´edip savması olmasaydı yeryüzü muhakkak fesada uğrardı. Ancak Allah, alemler üzerinde lutuf sahibidir. Facebook'ta Paylaş
252 İşte bunlar Allah´ın ayetleridir. Onları sana hak olarak okuyoruz. Şüphesiz ki sen elçilerdensin. Facebook'ta Paylaş
253 Şu peygamberler onlardan kimini kiminden üstün kıldık. Allah, onlardan kimiyle söyleşmiş, kimini de derecelerle yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa´ya da açık deliller verdik. Ve onu Ruh´ul-Kudüs ile destekledik. Eğer Allah dilesydi; onların arkasındakiler; kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ihtilafa düştüler, sonra onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Allah dileseydi; birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak Allah, istediğini yapar. Facebook'ta Paylaş
254 Ey iman edenler, alış verişin, dostluğun ve şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size verdiğim rızıklardan infak edin. Kafirler işte zalimlerin kendileridir. Facebook'ta Paylaş
255 Allah O´ndan başka hiçbir ilah yoktur. Hayy ve Kayyum´dur. O´nu dalgınlık ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi de O´nundur. O´nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Dilediği kadarından başka O´nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Kürsi´si gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O´na ağırlık vermez. O, öyle ulu, öyle yücedir. Facebook'ta Paylaş
256 Dinde zorlama yoktur. Gerçekten hak, batıldan iyice ayrılmıştır. Tağut´u inkar edip, Allah´a inanan kimse kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Ve Allah, Semi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
257 Allah, inananların dostudur. Onları karanlıktan aydınlığa çıkarır. Küfredenlerin dostları ise Tağut´tur. Onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar ateş yaranıdır. Onlar orada temelli kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
258 Allah kendisine mülk verdiği için, Rabbı hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani Rabbım öldüren ve diriltendir, deyince , o; ben de diriltir ve öldürürüm, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirir. Haydi sen de onu batıdan getir, deyince o küfreden herif, apışıp kaldı. Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez. Facebook'ta Paylaş
259 Yahut altı üstüne gelmiş bir kasabaya uğrayan kimse gibisini görmedin mi? Allah, bunu ölümünden sonra nasıl diriltecek? dedi. Bunun üzerine Allah, onu yüz sene ölü bıraktı, sonra diriltti. Na kadar kaldın? dedi. O da: Bir gün veya bir günden daha az kaldım, dedi. Hayır, yüz yıl kaldın. Öyle iken yiyeceğine içeçeğine bak; henüz bozulmamış, bir de merkebine bak. Hem seni insanlara bir ibret kılacağız. Kemiklere bak, onları nasıl birleştirip yerli yerine koyuyor ve sonra onlara nasıl et giydiriyoruz? dedi. Bu hal ona apaçık belli olunca: Artık Allah´ın herşeye Kadir olduğunu biliyorum, dedi. Facebook'ta Paylaş
260 Hani İbrahim: Rabbım, ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster, deyince. İnanmıyor musun? demişti. O da: Hayır öyle değil, ama kalbim iyice mutmain olsun, demişti. Öyleyse dört çeşit kuş al; onları kendine alıştır, sonra her dağ başına onlardan birer parça koy. Sonra onları, çağır, koşarak sana gelirler. Ve bil ki şüphesiz Allah, Aziz´dir, Hakim´dir. Facebook'ta Paylaş
261 Mallarını Allah yolunda infak edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Ve Allah, Vasi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
262 Mallarını Allah yolunda infak edip de, sonra infak ettikleri şeyin ardından başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin mükafaatı, Rabbları katındadır. Onlara korku yoktur. Ve mahzun da olacak değillerdir. Facebook'ta Paylaş
263 Bir tatlı dil, bir af, peşinden eziyet gelecek sadakadan daha hayırlıdır. Ve Allah Gani´dir, Halim´dir. Facebook'ta Paylaş
264 Ey iman edenler; Allah´a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara gösteriş için malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakma ve eziyet etmekle heder etmeyin, O gösteriş yapanın hali; üzerinde toprak bulunan kayanınki gibidir. Şiddetli bir yağmur isabet ettiğnde onu katı bir taş halinde bırakır. Onlar kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah kafirler güruhunu hidayete erdirmez. Facebook'ta Paylaş
265 Allah´ın rızasını kazanmak ve kalblerindekini sağlamlaştırmak için mallarını infak edenlerin hali, bir tepedeki güzel bir bahçenin haline benzer. Kuvvetli bir sağanak düşünce; yemişlerini iki kat verir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisenti bulunur ve Allah işlediklerinizi görür. Facebook'ta Paylaş
266 Biriniz ister mi ki; hurmalardan ve üzümlerden bir bahçesi olsun, altından ırmaklar aksın, içinde her çeşit meyve bulunsun da; kendisi ihtiyarlamış, çocukları da güçsüz kalmışken; bahçesi ateşli bir kasırga ile yanıversin. Düşünesiniz diye Allah, size ayetlerini böyle açıklar. Facebook'ta Paylaş
267 Ey iman edenler; kazandıklarınızın iyilerden ve size yerden çıkardıklarımızdan infak edin. Kendiniz göz yummadan alıcısı olmadığınız bayağı şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve bilin ki; Allah, Gani´dir, Hamid´dir. Facebook'ta Paylaş
268 Şeytan sizi fakirlik ile korkutarak, çirkin şeyleri emreder. Allah ise size mağfiret ve bolluk vaadeder. Allah, Vasi´dir, Alim´dir. Facebook'ta Paylaş
269 Hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet verilmişse şüphesiz ki, ona pek çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akıl sahibleri anlar. Facebook'ta Paylaş
270 Nafakadan ne harcadınız ise veya adaktan ne adadınızsa; şüphesiz ki Allah onları bilir. Zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur. Facebook'ta Paylaş
271 Sadakaları açıktan verirseniz ne güzel. Eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Ve onunla günahlarınızdan bir kısmını yarlığar. Allah, her ne yaparsanız haberdardır. Facebook'ta Paylaş
272 Onları hidayete erdirmek sana düşmez. ALlah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır namına ne infak ederseniz kendinizedir. Zaten yalnız Allah rızasını kazanmak için infak edersiniz. Verdiğiniz her hayır tam olarak size ödenir. Ve siz, haksızlığa uğratılmazsınız. Facebook'ta Paylaş
273 Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna vermiş olup da yeryüzünde dolaşmayan ve tanımayanların; hayalarından dolayı onları zengin zannettikleri yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan bir şey istemezler. Hayırdan ne infak ederseniz şüphesiz Allah onu bilir. Facebook'ta Paylaş
274 Onlar ki; mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık infak ederler. İşte onların mükaafatı Rabbları katındadır. Onlar için korku da yoktur, üzülecek de değillerdir. Facebook'ta Paylaş
275 Faiz yiyenler ancak, şeytan çarpan kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: Zaten alış-veriş faiz gibidir, demelerinden dolayıdır. Halbuki Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmiş olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm Allah´a aittir. Kim de dönerse, onlar cehennem yaranıdırlar, orada temelli kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
276 Allah faizi mahveder, sadakaları artırır. Ve Allah hiçbir günahkar kafiri sevmez. Facebook'ta Paylaş
277 İman edip salih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekat verenlerin Rabbları katında mükafaatları vardır. Onlar için korku yoktur ve üzülecek de değillerdir. Facebook'ta Paylaş
278 Ey iman edenler; Allah´tan korkun. Eğer mü´minlerden iseniz, faizden kalanı bırakın. Facebook'ta Paylaş
279 Böyle yapmazsanız, bunun Allah´a ve peygambere karşı bir harb olduğunu bilin. Şayet tevbe ederseniz, sermayeniz sizindir. Hem haksızlık yapmamış, hem de haksızlığa uğratılmamış olursunuz. Facebook'ta Paylaş
280 Borçlu darda ise, kolaylığa kadar beklemelidir. Eğer bilirseniz, sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır. Facebook'ta Paylaş
281 Hem öyle bir günden sakının ki; o gün, Allah´a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı tamamıyle ödenecek. Onlara haksızlık edilmeyecektir. Facebook'ta Paylaş
282 Ey iman edenler; muayyen bir vaad ile borçlandığınız zaman, onu yazın. Aranızda bir katib de doğrulukla yazsın. Yazan; Allah´ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Hak kendi üzerinde olan da yazdırsın. Rabbı olan Allah´tan korksun da ondan bir şey eksiltmesin. Şayet borçlu sefih, küçük veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise; velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahid yapın. Eğer ki erkek bulamazsa şahidlerden razı olacağınız bir erkek, biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir. Şahidler çağrıldıklarında çekinmesinler. Borç, büyük veya küçük olsun onu müddeti ile beraber yazmaktan üşenmesin. Bu, Allah yanında adalete daha uygun, şahidlik için daha sağlam, şüpheye düşmemenize de daha yakındır. Ancak aranızda peşin alış-veriş olursa onu yazmamanızda size bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınızda şahid tutun. Yazana da şehadet edene de zarar verilmesin. Şayet zarar verecek olursasanız; o zaman, kendinize dokunacak bir kötülük olur. Allah´tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi bilir. Facebook'ta Paylaş
283 Eğer seferde olur da yazacak kimse bulamazsanız; alınan rehinler yeter. Şayet birbirinize güvenirseniz güvenilen kimse Rabbı olan Allah´tan korksun da borcunu ödesin. Bir de şehadeti gizlemeyin. Onu gizleyenin kalbi günahkardır. Allah yaptıklarınızı bilir. Facebook'ta Paylaş
284 Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah´ındır. İçinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker. Sonra dilediğini bağışlar dilediğini azablandırır. Ve Allah, herşeye Kadir´dir. Facebook'ta Paylaş
285 Peygamber de, iman edenler de O´na indirilene inandı. Hepsi de Allah´a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine iman etti. O´nun peygamberlerinden hiçbirinin arasını tefrik etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Affını dileriz, ey Rabbımız. Dönüş Sana´dır, dediler. Facebook'ta Paylaş
286 Allah, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Kazandığı lehine, yüklendiği aleyhinedir. Ey Rabbımız, unuttuk veya yanıldıysak sorumlu tutma bizi. Ey Rabbımız, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbımız, bize gücümüzün yetmeyeceğini yükleme. Affet bizi, bağışla bizi. Sen Mevlamızsın. Kafirler güruhuna karşı yardım et bize. Facebook'ta Paylaş