فَرَجَعُوا إِلَىٰ أَنْفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنْتُمُ الظَّالِمُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe receû ilâ enfusihim fe kâlû innekum entumuz zâlimûn(zâlimûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler. |
|
DİYANET VAKFI |
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine) «Zalimler sizlersiniz, sizler!» dediler. |
|
ELMALILI SADE |
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: «Doğrusu siz haksızsınız!» dediler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Bunun üzerine kendi nefislerine döndüler de dediler ki: «Siz şüphe yok ki, zalimlersiniz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bunun üzerine vicdanlarına başvurarak birbirlerine «asıl zalimler sizlersiniz» dediler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Birbirlerine dönüp de gerçekten de zâlimsiniz siz dediler. |
|
İBN-İ KESİR |
Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da: «Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz» dediler. |
|
BEKİR SADAK |
(64-65) Kendi kendilerine: «Dogrusu siz haksizsiniz", sonra kafalarinda olan eski inanclarina donerek: «Ey Ibrahim! Bunlarin konusmayacagini, and olsun ki, bilirsin» dediler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönüp: «Şüphesiz ki siz haksızlarsınız» dediler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bunun üzerine vicdanlarına dönüb (birbirlerine) dediler ki: «Hiç şübhesiz (asıl) zaalimler sizsiniz, siz»! |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: “- Doğrusu siz haksızsınız.” dediler. |
|
ALİ BULAÇ |
Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; "Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)" dediler. |
|