Kıyamet Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 (1-2) Yok; Kıyamet gününe yemin ederim. Yok; melâmet duyan nefse de yemin ederim. Facebook'ta Paylaş
2 (1-2) Yok; Kıyamet gününe yemin ederim. Yok; melâmet duyan nefse de yemin ederim. Facebook'ta Paylaş
3 İnsan, sanır mı ki onun kemiklerini her halde bir araya toplamayacağız? Facebook'ta Paylaş
4 Evet... Parmaklarının uçlarını da düzeltmeye kâdirleriz. Facebook'ta Paylaş
5 Fakat insan diler ki ilerisinde de isyana devam etsin. Facebook'ta Paylaş
6 (6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur. Facebook'ta Paylaş
7 (6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur. Facebook'ta Paylaş
8 (8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur. Facebook'ta Paylaş
9 (8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur. Facebook'ta Paylaş
10 (10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur. Facebook'ta Paylaş
11 (10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur. Facebook'ta Paylaş
12 O günde durulacak makam, Rabbin tarafından tayin edilecektir. Facebook'ta Paylaş
13 (13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir. Facebook'ta Paylaş
14 (13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir. Facebook'ta Paylaş
15 Velev ki, mazeretlerini ortaya atmış bulunsun. Facebook'ta Paylaş
16 (16-17) Onu (Kur´an´ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir. Facebook'ta Paylaş
17 (16-17) Onu (Kur´an´ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir. Facebook'ta Paylaş
18 İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol! Facebook'ta Paylaş
19 Sonra şüphe yok ki onun açıklanması da Bize aittir. Facebook'ta Paylaş
20 (20-21) Yok, yok. Siz acele olanı seversiniz. Ve ahireti bırakıverirsiniz. Facebook'ta Paylaş
21 (20-21) Yok, yok. Siz acele olanı seversiniz. Ve ahireti bırakıverirsiniz. Facebook'ta Paylaş
22 (22-23) O günde birtakım yüzler parıldanıcıdır. Rablerine nazar edicidir. Facebook'ta Paylaş
23 (22-23) O günde birtakım yüzler parıldanıcıdır. Rablerine nazar edicidir. Facebook'ta Paylaş
24 Bir kısım yüzler de o gün pek ekşi bir haldedir. Facebook'ta Paylaş
25 (25-26) Sanır ki, ona arka kemiklerini kıracak bir muamele yapılacaktır. Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur. Facebook'ta Paylaş
26 (25-26) Sanır ki, ona arka kemiklerini kıracak bir muamele yapılacaktır. Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur. Facebook'ta Paylaş
27 Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?» Facebook'ta Paylaş
28 Ve onun şüphesiz bir ayrılış olduğunu sanmış bulunacaktır. Facebook'ta Paylaş
29 (29-30) Ve bacak da bacağa dolaşmış olacaktır. O günde sevk olunmak yalnız Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
30 (29-30) Ve bacak da bacağa dolaşmış olacaktır. O günde sevk olunmak yalnız Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
31 (31-32) Fakat ne tasdik etti ve ne de namaz kıldı. Velâkin tekzîp etti ve yüz çevirdi. Facebook'ta Paylaş
32 (31-32) Fakat ne tasdik etti ve ne de namaz kıldı. Velâkin tekzîp etti ve yüz çevirdi. Facebook'ta Paylaş
33 Sonra da ailesinin yanına böbürlene böbürlene gitti. Facebook'ta Paylaş
34 Vay sana! Vay sana! Facebook'ta Paylaş
35 (35-36) Sonra yine vay sana! Vay sana. İnsan sanır mı ki, başıboş bırakılacaktır? Facebook'ta Paylaş
36 (35-36) Sonra yine vay sana! Vay sana. İnsan sanır mı ki, başıboş bırakılacaktır? Facebook'ta Paylaş
37 (37-38) O dökülen meniden bir damla su değil mi idi? Sonra bir kan pıhtısı oldu, artık (Allah onu) yarattı, sonra da (azasını) düzeltti. Facebook'ta Paylaş
38 (37-38) O dökülen meniden bir damla su değil mi idi? Sonra bir kan pıhtısı oldu, artık (Allah onu) yarattı, sonra da (azasını) düzeltti. Facebook'ta Paylaş
39 (39-40) Sonra ondan erkek ve dişi iki sınıf (var) kıldı. Artık o (Hâlık-ı Azîm) ölüleri diriltmeye kâdir değil midir? (Elbette kâdirdir) Facebook'ta Paylaş
40 (39-40) Sonra ondan erkek ve dişi iki sınıf (var) kıldı. Artık o (Hâlık-ı Azîm) ölüleri diriltmeye kâdir değil midir? (Elbette kâdirdir) Facebook'ta Paylaş