Necm Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Yıldıza; tulûa başladığı zaman kasem olsun ki, Facebook'ta Paylaş
2 (2-3) Sahibiniz şaşırmadı ve bâtıla inanmadı. Ve hevâdan söz söylemez. Facebook'ta Paylaş
3 (2-3) Sahibiniz şaşırmadı ve bâtıla inanmadı. Ve hevâdan söz söylemez. Facebook'ta Paylaş
4 (4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir. Facebook'ta Paylaş
5 (4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir. Facebook'ta Paylaş
6 (6-7) Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi. Facebook'ta Paylaş
7 (6-7) Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi. Facebook'ta Paylaş
8 (8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi. Facebook'ta Paylaş
9 (8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi. Facebook'ta Paylaş
10 Hemen (Allah Teâlâ´nın) kuluna vahyettiğini vahyetti. Facebook'ta Paylaş
11 (11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız? Facebook'ta Paylaş
12 (11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız? Facebook'ta Paylaş
13 Andolsun ki, O´nu (Cibril´i) diğer bir inişinde de gördü. Facebook'ta Paylaş
14 (14-15) Sidretü´l Müntehâ´nın yanında. Onun yanında ise Cennetü´l Me´vâ bulunmaktadır. Facebook'ta Paylaş
15 (14-15) Sidretü´l Müntehâ´nın yanında. Onun yanında ise Cennetü´l Me´vâ bulunmaktadır. Facebook'ta Paylaş
16 (16-17) O vakit ki, Sidre´yi bürüyen bürüyordu. Göz ne çevrildi ve ne de tecavüz etti. Facebook'ta Paylaş
17 (16-17) O vakit ki, Sidre´yi bürüyen bürüyordu. Göz ne çevrildi ve ne de tecavüz etti. Facebook'ta Paylaş
18 Andolsun ki, Rabbinin en büyük âyetlerinden (bir kısmını) gördü. Facebook'ta Paylaş
19 (19-20) Siz Lât´ı ve Uzzâ´yı gördünüz mü? Diğer üçüncü olan Menât´ı da (gördünüz mü?) Facebook'ta Paylaş
20 (19-20) Siz Lât´ı ve Uzzâ´yı gördünüz mü? Diğer üçüncü olan Menât´ı da (gördünüz mü?) Facebook'ta Paylaş
21 (21-22) Sizin için erkek de O´nun için dişi mi? Bu, o halde âdilâne olmayan bir taksim. Facebook'ta Paylaş
22 (21-22) Sizin için erkek de O´nun için dişi mi? Bu, o halde âdilâne olmayan bir taksim. Facebook'ta Paylaş
23 Onlar hiçbir şey değil, ancak birtakım isimlerdir ki, onları siz ve babalarınız takmışsınızdır. Allah Teâlâ ona dâir bir hüccet indirmemiştir. Zandan ve nefislerinin arzu ettiğinden başka bir şeye tâbi olmuyorlar. Halbuki, onlara Rablerinden bir hüda (bir rehber-i hidâyet) gelmiştir. Facebook'ta Paylaş
24 Yoksa insan için her temenni ettiği şey var mıdır? Facebook'ta Paylaş
25 Fakat Allah içindir ahiret de, dünya da. Facebook'ta Paylaş
26 Ve göklerde nice melekler vardır, onların şefaatleri hiçbir fâide vermez, meğer ki, Allah Teâlâ´nın dilediği ve razı olduğu kimse için müsaade verdiğinden sonra olsun. Facebook'ta Paylaş
27 Muhakkak o kimseler ki, ahirete imân etmezler, elbette melekleri dişilerin adıyla adlandırırlar. Facebook'ta Paylaş
28 Onların ona dair bir bilgileri yoktur. Zandan başka bir şeye tâbi olmazlar. Halbuki şüphe yok ki zan, haktan hiçbir şey ifade etmez. Facebook'ta Paylaş
29 Artık sen, Bizim zikrimizden yüz çevirenden ve dünya hayatından başkasını dilemeyen kimselerden i´raz et. Facebook'ta Paylaş
30 İşte onların ilimden erebildikleri budur. Şüphe yok ki Rabbin, o yolundan sapıtan kimseyi en ziyâde bilendir ve O, hidayete eren kimseyi de en ziyâde bilendir. Facebook'ta Paylaş
31 Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah´ındır. Fenalıkta bulunanları yaptıkları ile cezalandıracaktır ve güzellikte bulunmuş olanları da daha güzeli ile mükâfaatlandıracaktır. Facebook'ta Paylaş
32 (Güzellikte bulunanlar) O kimselerdir ki, günahın büyüklerinden ve fahiş şeylerden kaçınırlar, küçük günah müstesna. Şüphe yok ki, Rabbim mağfireti geniş olandır ve O sizi en ziyâde bilendir. O vakit ki, sizi yerden, yarattı ve o vakit ki, siz analarınızın karınlarında ceninler halinde idiniz. Artık nefislerinizi tezkiye etmeyin. O, muttakî olanı en ziyâde bilendir. Facebook'ta Paylaş
33 (33-35) Şimdi gördün mü o kimseyi ki, (imândan) yüz çevirdi. Ve biraz şey verdi, mütebakisini de men etti. Ya gayba ait bilgi onun yanında mıdır ki, artık o görüyor. Facebook'ta Paylaş
34 (33-35) Şimdi gördün mü o kimseyi ki, (imândan) yüz çevirdi. Ve biraz şey verdi, mütebakisini de men etti. Ya gayba ait bilgi onun yanında mıdır ki, artık o görüyor. Facebook'ta Paylaş
35 (33-35) Şimdi gördün mü o kimseyi ki, (imândan) yüz çevirdi. Ve biraz şey verdi, mütebakisini de men etti. Ya gayba ait bilgi onun yanında mıdır ki, artık o görüyor. Facebook'ta Paylaş
36 (36-38) Yoksa Mûsa´nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim´in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Facebook'ta Paylaş
37 (36-38) Yoksa Mûsa´nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim´in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Facebook'ta Paylaş
38 (36-38) Yoksa Mûsa´nın sahifelerinde olan şeyden haber verilmedi mi? Ve memur olduğu şeyi bihakkın itmam etmiş olan İbrahim´in sahifelerindeki de kendisine haber verilmedi mi? Hakikaten hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Facebook'ta Paylaş
39 (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
40 (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
41 (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
42 (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve elbette ki, çalışmasını yakında görecektir. Sonra (onun çalışması) en tamam bir mükâfaat ile mükâfaatlandırılacaktır. Ve şüphe yok ki, en son gidiş Rabbinedir. Facebook'ta Paylaş
43 (43-44) Ve muhakkak O´dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O´dur, O´dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi. Facebook'ta Paylaş
44 (43-44) Ve muhakkak O´dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O´dur, O´dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi. Facebook'ta Paylaş
45 Ve muhakkak ki, iki çifti, erkek ile dişiyi o yarattı. Facebook'ta Paylaş
46 Bir nutfeden rahîmlere döküldüğü zaman. Facebook'ta Paylaş
47 Ve muhakkak ki O´na aittir, ölenlerin bilâhare diriltilmeleri. Facebook'ta Paylaş
48 Ve şüphe yok ki, O´dur zengin eden ve fakir düşüren O´dur. Facebook'ta Paylaş
49 Ve muhakkak ki, Şi´ra (yıldızı)nın Rabbi O´dur. Facebook'ta Paylaş
50 Ve şüphe yok ki, O helâk etti evvelki Âd´i. Facebook'ta Paylaş
51 (51-52) Ve Semûd´u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler). Facebook'ta Paylaş
52 (51-52) Ve Semûd´u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler). Facebook'ta Paylaş
53 (53-54) Mü´tefike´yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı. Facebook'ta Paylaş
54 (53-54) Mü´tefike´yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı. Facebook'ta Paylaş
55 (55-56) Artık Rabbin hangi nîmetlerinde şek edersin? İşte bu da evvelki korkutuculardan bir korkutucudur. Facebook'ta Paylaş
56 (55-56) Artık Rabbin hangi nîmetlerinde şek edersin? İşte bu da evvelki korkutuculardan bir korkutucudur. Facebook'ta Paylaş
57 (57-58) Saat yaklaştı Kıyamet tekarrüb etti. Onun için Allah Teâlâ´dan başka yoktur bir açıcı. Facebook'ta Paylaş
58 (57-58) Saat yaklaştı Kıyamet tekarrüb etti. Onun için Allah Teâlâ´dan başka yoktur bir açıcı. Facebook'ta Paylaş
59 (59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
60 (59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
61 Ve halbuki siz gâfillersiniz Facebook'ta Paylaş
62 Artık Allah için secde ediniz ve ibadette bulununuz. Facebook'ta Paylaş