وَغَدَوْا عَلَىٰ حَرْدٍ قَادِرِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve gadev alâ hardin kâdirîn(kâdirîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği hâlde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar. |
|
DİYANET VAKFI |
(Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler. |
|
ELMALILI SADE |
Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(24-25) «Sakın bugün aranızda bir yoksul o bostana girivermesin,» diyorlardı. Ve yoksulları men´e kâdir oldukları halde erkenden gidiverdiler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ürünleri toplayacaklarından emin olarak erkenden gittiler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve kendilerini, yoksulları men etmeye güçleri yeter sanarak erkenden gittiler. |
|
İBN-İ KESİR |
Güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Yoksulları) Engellemeğe güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler. |
|
BEKİR SADAK |
Yoksullara yardim etmeye gucleri yeterken boyle konusarak erkenden gittiler. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Yoksulu) engellemeye güçleri yeter halde sabah erkenden gittiler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Fakirleri) men´e (sanki) gücleri yetecek adamlar tavriyle erkenden gitdiler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hem zanlarınca, miskinleri mahrum etmeğe güçleri yeterek erkenden gittiler... |
|
ALİ BULAÇ |
(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler. |
|