|
Tur Suresi
|
AYET NO |
MEAL |
1 |
Andolsun «Tuur» a, |
|
2 |
(2-3) Neşredilmiş kâğıd (lar) içinde yazılı kitaba, |
|
3 |
(2-3) Neşredilmiş kâğıd (lar) içinde yazılı kitaba, |
|
4 |
Ma´muur eve, |
|
5 |
Yükseltilmiş tavana, |
|
6 |
Dolan denize, |
|
7 |
Ki Rabbinin azâbı hiç şübhesiz vaaki´dir (inecekdir), |
|
8 |
Onu defedecek (hiçbir şey de) yokdur. |
|
9 |
O gün gök sallanıb çalkanır, |
|
10 |
Dağlar (yerinden kopub) yürür. |
|
11 |
Vay artık o gün (peygamberleri önce) tekzib edenlere! |
|
12 |
Ki onlar daldıkları baatıl içinde oynayıb duranlardır. |
|
13 |
O gün onlar cehennem ateşine itilib kakılırlar. |
|
14 |
(Şöyle denilecek:) «İşte sizin yalan saymakda idiğiniz ateş budur». |
|
15 |
«(Peki) bu da mı sihir?! Yoksa siz (yine büyülendiniz de) görmüyor musunuz»?! |
|
16 |
Girin oraya! İster dayanın, ister dayanmayın, sizce birdir. Siz ancak yapageldiklerinizin cezasına çarpılıyorsunuz». |
|
17 |
Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar cennetler, ni´met (ler) içindedirler, |
|
18 |
Rablerinin kendilerine verdiği ile zevkyâb olarak. Rableri onları o çılgın cehennemin azabından korumuşdur. |
|
19 |
(Şöyle denilir:) «(İyi) amel (ve hareket) etmiş olduğunuz için aafiyetle yeyin, için». |
|
20 |
«Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslananlar olarak». Biz onlara şahin gözlü huurîleri eş yapdık. |
|
21 |
İman edib de zürriyyetleri de îman ile kendilerine tâ´bi olanlar (yok mu?) biz onların nesillerini de kendilerine katdık. Kendilerinin amelinden bir şey de eksiltmedik. Herkes kazancı mukaabilinde bir rehindir. |
|
22 |
Onlara canlarının isteyeceği meyve (ler) i, et (ler) i de bol bol verdik. |
|
23 |
Orada birbirleriyle öyle kadeh çekişirler ki! Onda ne bir saçmalama, ne de bir günâha sokma yokdur. |
|
24 |
O sadefleri içinde gizlenmiş inci gibi civanlar da kendilerine (hizmet için) etraflarında döner (ler). |
|
25 |
(Ehl-i cennet) birbirine yönelib (hallerini ve amellerini) soruşdururlar, |
|
26 |
(Şöyle) diyerek: «Biz hakıykat bundan evvel (dünyâda) ailelerimiz içinde (aakıbetimizden) korkanlardık». |
|
27 |
«İşte Allah bize (mağfiret ve rahmetini) lûtfetdi. Bizi sâm yeli azabından korudu». |
|
28 |
«Gerçek biz bundan evvel (müvahhid olarak) Ona ibâdet ediyorduk. Şübhesiz ki O, (evet) O, (va´dinde saadık) ihsanı bol, çok esirgeyicidir». |
|
29 |
(Habîbim) sen hemen öğüt vermekde devam et. Öyle ya, sen Rabbinin ni´meti sayesinde ne bir kâhin, ne de bir mecnun değilsin. |
|
30 |
Yoksa «(O), bir şâirdir, biz onun, zamanın felâketli haadiseleri (ne çarpılması) nı gözetliyoruz» mu diyorlar? |
|
31 |
De ki: «Bekleyin. Çünkü ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim». |
|
32 |
Yahud bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgınlar güruhu mudur? |
|
33 |
Yahud onu kendisi mi uydurub söyledi diyorlar? Hayır, onlar îman etmezler. |
|
34 |
Öyleyse onlar da, eğer doğru söyleyenlerse, onun gibi (velev uydurma) bir söz getirsinler! |
|
35 |
Yoksa onlar bir şeysiz olarak mı yaratdılar? Yahud (kendilerinin) yaratıcıları kendileri midir?! |
|
36 |
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yaratdılar? Hayır, onlar (Allahın birliğini, kudretini) iyi bilmiyorlar. |
|
37 |
Yahud Rabbinin hazîneleri onların yanında mı? Veya onlar (eşyâyi diledikleri gibi tedbîre) haakim ve gaalib kimseler mi? |
|
38 |
Yoksa onlara haas bir merdiven vardır da onun üstünden mi dinliyorlar Öyleyse dinleyicileri açık bir bürhan getirsin (ler)! |
|
39 |
Yahud kızlar Onun, oğullar sizin mi? |
|
40 |
Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da onlar (bundan mütevellid) borcdan dolayı ağır bir yük altına mı girmişlerdir? |
|
41 |
Yahud gayb (ın ilmi) kendilerinin yanındadır da (bunu) onlar mı yazıyorlar? |
|
42 |
Yoksa (sana) bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler (kurduklara o) tuzağa kendileri düşüb mağlub olmuşlardır (olacaklardır). |
|
43 |
Yahud onların Allahdan başka bir Tanrıları mı var? Allah onların katmakda oldukları ortaklardan münezzehdir. |
|
44 |
Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur». |
|
45 |
Artık onları çarpılacakları günlerine kadar (hallerine) bırak. |
|
46 |
O gün tuzakları hiçbir şeyle kendilerine fâide vermeyecek, onlara yardım da edilmeyecekdir. |
|
47 |
Muhakkak ki o zulmedenlere bundan evvel de bir azâb var. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler. |
|
48 |
Sen Rabbinin hükmüne (rızaa ile) sabret. Çünkü muhakkak sen bizim gözlerimiz (önün) desin. Kalkacağın zaman da Rabbine hamd ile tesbîh (ve tenzîh) et. |
|
49 |
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra dahi tesbîh et. |
|