فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ |
ARAPÇA LATİN |
Fe lâ uksimu bil hunnes(hunnesi). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, |
|
DİYANET VAKFI |
(15-16) Hayır! Akıp giden, bir kaybolup bir etrafı aydınlatan yıldızlara andolsun, |
|
ELMALILI SADE |
Şimdi yemin ederim o sinenlere, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık andolsun geri dönen yıldızlara. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Yemin ederim geri kalıp gizlenenlere. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Artık andolsun dönüp kaybolan. |
|
İBN-İ KESİR |
Andolsun sinenlere; |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, |
|
BEKİR SADAK |
(15-16) Gunduz sinip geceleri gozuken gezegenlere and olsun; |
|
CELAL YILDIRIM |
Yemin ederim o (gündüzleyin) sinip gizlenen (yıldız)lara, |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Demek ki hakıykat, ey kâfirler, sizin dediğiniz gibi değildir). Andederim o (geceleri) geri dön (üb aydınlık neşr eden), |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Şimdi kasem ederim, (geceleyin görünüb gündüz) sönen yıldızlara, |
|
ALİ BULAÇ |
Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, |
|