أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ulâikel mukarrebûn(mukarrebûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. |
|
DİYANET VAKFI |
(11-12) İşte bunlar, naîm cennetlerinde (Allah´a) en yakın olanlardır. |
|
ELMALILI SADE |
(11-12) Naim cennetlerinde (Allah´a) yakın olanlardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(10-12) Ve (üçüncüsü de) ileri geçenlerdir, ileri geçenlerdir. İşte mukarreb olanlar, onlardır. Naîm cennetlerinde mütena´im olacaklardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar Allah´a yakındırlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onlardır mâbutlarına yaklaştırılanlar. |
|
İBN-İ KESİR |
İşte onlar en çok gözde olanlardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır. |
|
BEKİR SADAK |
(11-12) Naim cennetlerinde Allah´a en cok yaklastirilmis olanlar iste bunlardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
işte (Allah´a) yakın olanlar bunlardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İşte onlar (Allaha) en çok yaklaşdırılmış olanlardır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bunlar, dereceleri en yüksek olanlar... |
|
ALİ BULAÇ |
İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır. |
|