بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!” |
|
DİYANET VAKFI |
Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz). |
|
ELMALILI SADE |
doğrusu büsbütün mahrum olduk!» |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(66-68) «Şüphe yok ki, biz çok ziyana uğramışlarız (derdiniz). Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» Şimdi gördünüz mü, içer olduğunuz suyu? |
|
FİZİLALİL KURAN |
Daha doğrusu her şeyimizi kaybettik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Hayır, biz mahrûm olduk. |
|
İBN-İ KESİR |
Daha doğrusu biz mahrumlarız. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık.» |
|
BEKİR SADAK |
(65-67) Dilersek Biz onu cercop yapariz, sasar kalirsiniz da soyle dersiniz: «Dogrusu borc altina girdik, hatta yoksun kaldik". |
|
CELAL YILDIRIM |
(66-67) Ve «doğrusu borç altına girdik, hattâ büsbütün mahrum kaldık» (dersiniz). |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.” |
|
ALİ BULAÇ |
"Hayır, biz büsbütün yoksun bırakıldık." |
|