لَا يُؤْمِنُونَ بِهِ ۖ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ الْأَوَّلِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetul evvelîn(evvelîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Önceki milletlerin (helâkine dair Allah’ın) kanunu geçmiş iken onlar buna (Kur’an’a) inanmazlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur´an´a) inanmıyorlar. |
|
ELMALILI SADE |
Geçmiş milletlerin başına gelenler önlerinde geçmişken yine de ona iman etmezler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Onlar buna, (bu Kur´an´a) inanmazlar. Halbuki, evvelkilerin sünneti (başlarına gelen felaketler) gelip geçmiştir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar Kur´an´a inanmazlar. Oysa daha önceki yoldaşları hakkında ilahi kanun işlemişti. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gene ona inanmazlar ve gerçekten, eskilerin yolu yordamı da böylece olup bitmiş, onlar da bu yüzden azâba uğrayıp gitmiştir. |
|
İBN-İ KESİR |
Kendilerinden öncekilerin uğradıkları ortada iken yine de ona inanmazlar |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onlar ona (indirilen Kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir. |
|
BEKİR SADAK |
(12-13) Ayni sekilde biz de Kitap´i suclularin kalblerine sokariz, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden oncekilerin ugradiklari meydandadir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Kur´ân´a inanmazlar. Halbuki öncekilerin (bu yüzden başlarına) bir sünnet (ilâhî hüküm) de gelip geçmiştir, (misâli vardır). |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Kendilerinden) evvelkilerin (İmansızlıkları ve istihzaları yüzünden ma´ruz kaldıkları felâketler ma´lûm iken ve o gibiler hakkında ilâhî bir) sünnet (ve kanun) da geçmişken yine onlar buna (bu Kur´ana, bu peygambere) inanmazlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Kur’ân’a iman etmezler, halbuki, evvelki inkârcılar hakkında Allah’ın sünneti (onlara yaptığı azâp hali) geçmiştir. (İbret için önlerinde duruyor). |
|
ALİ BULAÇ |
Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir. |
|