قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِطِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Kâlû beşşernâke bil hakkı fe lâ tekun minel kânıtîn(kânıtîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma” dediler. |
|
DİYANET VAKFI |
Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler. |
|
ELMALILI SADE |
Onlar: «Biz seni gerçek şeyle müjdeledik; onun için ümidini kesenlerden olma!» dedi. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar dediler ki «Sana bu müjdeyi gerçeğe dayanarak veriyoruz, sakın umutsuzlardan olma.» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Sana öyle bir müjde veriyoruz ki gerçektir bu, sakın ümîdini kesenlerden olma demişlerdi. |
|
İBN-İ KESİR |
Dediler ki: Seni gerçekten müjdeliyoruz, öyleyse ümidini kesenlerden olma. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Dediler ki: «Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma.» |
|
BEKİR SADAK |
«eni gercekten mujdeliyoruz, umutsuzlardan olma» demislerdi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik. Artık sen ümitsizlerden olma !» |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Dediler: «Seni hak olarak muştuluyoruz. O halde ümîdini kesenlerden olma». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar: “- Seni hak ve gerçekle müjdeledik, onun için Allah’ın rahmetinden ümidini kesenlerden olma” dediler. |
|
ALİ BULAÇ |
Dediler ki: "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma." |
|