وَأَتَيْنَاكَ بِالْحَقِّ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve eteynâke bil hakkı ve innâ le sâdikûn(sâdikûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.” |
|
DİYANET VAKFI |
Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz. |
|
ELMALILI SADE |
Sana gerçekle geldik, emin ol biz doğru söyleyenleriz. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz. |
|
İBN-İ KESİR |
Gerçekle geldik sana. Biz, şüphesiz doğru söyleyenleriz, dediler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.» |
|
BEKİR SADAK |
(63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» dediler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Sana Hakk´ın (buyruğuyla) geldik; şüphen olmasın ki biz doğrularız. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz. |
|
ALİ BULAÇ |
"Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz." |
|