لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Le amruke innehum le fî sekretihim ya’mehûn(ya’mehûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Melekler, Lût’a:) “Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)” dediler. |
|
DİYANET VAKFI |
(Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı. |
|
ELMALILI SADE |
Resulüm, ömrüne yemin ederim ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ey Muhammed, hayatın hakkı için onlar sarhoşlukları içinde debeleniyorlardı. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ömrün hakkı için onlar, gafletten âdeta sarhoştular, gaflet içinde şaşkın bir haldeydiler. |
|
İBN-İ KESİR |
Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde muhakkak serseri bir halde idiler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler. |
|
BEKİR SADAK |
Senin hayatina and olsun ki, onlar sahosluklari icinde bocalayip duruyorlardi. |
|
CELAL YILDIRIM |
(Peygamberim !) hayatına yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde ne yaptıklarını bilmiyorlardı. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Habîbim) seni ebedî yâd-ı cemîline yemîn ederim ki onlar serhoşlukları (azgınlıkları) içinde muhakkak serserî bir halde idiler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(Rasûlüm!) Ömrün hakkı için, doğrusu onlar sarhoşlukları içinde azgın bir halde idiler. |
|
ALİ BULAÇ |
Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler. |
|