فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe ehazethumus sayhatu muşrikîn(muşrikîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Derken güneşin doğuşu sırasında, o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi. |
|
DİYANET VAKFI |
Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı. |
|
ELMALILI SADE |
Derken, güneş doğmaya başlarken onları, o sayha, korkunç ses tutuverdi. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helâk ediverdi. |
|
İBN-İ KESİR |
Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. |
|
BEKİR SADAK |
Tanyeri agarirken, ciglik onlari yakalayiverdi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Güneş doğarken bir ses, bir uğultu onları yakalayıverdi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o (korkunç) ses yakalayıverdi. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Nihayet onları, güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi. |
|
ALİ BULAÇ |
Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. |
|